Devrim yapmak için bir savaş makinasına ihtiyaç olduğu ortada; fakat bu devlet aygıtı olamaz. Aynı şekilde, kitlelerin arzularının analiz edileceği bir tahlil aşamasına da ihtiyaç duyar devrim; fakat bu analiz senteze dışsal bir aygıt tarafından gerçekleştirilemez. Özgürleşmiş arzu, arzunun kişisel fantezi açmazından kurtulması anlamına gelir: amaç arzuyu uyarlamak, toplumsallaştırmak ya da disipline etmek değil, işleyişi toplumsal bünye tarafından kesintiye uğratılmayacak ve kolektif bir ifade bulacak şekilde devreye sokmaktır. Önemli olan, otoriter bir birlikten ziyade bir tür sonsuz yayılmadır: arzunun okullar, fabrikalar, mahalleler, çocuk yuvaları, hapishaneler boyunca yayılması. Mesele yönlendirmek, bütünselleştirmek değil, aynı salınım düzlemine bağlanmaktır. Anarşinin güçsüz kendiliğindenliği ile bir parti örgütünün bürokratik ve hiyerarşik kodları arasında seçim yapmak zorunda kaldığımız müddetçe arzu özgürleşmeyecektir.