Rızık konusunda iki hayvanı ele alalım; birincisi ormanın kralı olarak tabir edilen Arslan, ikincisi de sürüngen cinsi kurt. Bu iki hayvanın yaratılış fıtratları birbirinden son süratle farklılık gösterdiğini, dünya gözümle açtım baktım gördüm. Arslan, kendi rızkı için bilfiil çaba harcayıp, avını yakalamak üzere kanter dökerken... Ama bizim minik meyve kurtçuğumuz dünyanın en tatlı nimetlerinin içinde yaşar.
Rabbim birine nimetine ulaşması için bu kadar çaba sarfetmesine uygun bir meşrep vermişken, diğerinin rızkını direk önüne koymuş, hatta rızkının içinde yaratmıştır. Her iki hayvancığıza dünya nazarıyla baktığımızda, Arslan doğası gereği vahşi ve herhangi bir beşer onun karşısına çıkamazken, kurt ise bir beşerin parmağının ucu ile ezilecek kadar zaif, aciz yaratılmıştır.
O yüzden yüce yaratıcı her bir insanın rızkını, kendi fıtratına uygun olarak ona tayin etmiştir. Fıtratı dışında elde edilmeye çalışılan o rızık, insana hastalık, musibet ve minimum derecede sıkıntı verecektir, hatta aile hayatını da sekteye uğratacaktır..