Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Batlamyus dönemi Mısır'ına ait büyü yazısı
❝ İki gözünü birden açan Güneş Tanrısı Ra, Mısır üzerine ışık saçtı ve geceyi gündüzden ayırdı. Tanrılar onun ağzından çıkıp geldiler, insanlar da gözlerinden. Her şey ondan doğdu. Nilüfer çiçeğinde parıldayan çocuk da, tüm varlıklara yaşam saçan çiçeğin ışınları da. ❞
Dolu bir yaşam, her anında -ya da, her iki anının arasında - ölüme olanak tanıyan yaşamdır. Yaşadığın her andan sonra - her andan da önce -, ölebilecek durumdaysan, gerçekten yaşıyorsun demektir ... Ancak öle bilecek olan kişi yaşar. ( Bu bir tautoloji mi : zaten, insan -yaşarken -her an, ölebilir...?) Ama, bilinçli yaşayan kişi, her anını öle bilme bilinciyle birlikte yaşar- öyle yaşıyorsa, işte, bilinçlidir... Yaşam bilinci, eninde sonunda, ölüm bilincidir. Yaşamı bilinçlendirmeni sağlayan, sağladığın ölüm bilincidir.
Reklam
Aslında proleterler hakkında pek az şey biliniyordu. Çok fazla şey bilmeye de gerek yoktu. Çalışmayı, üremeyi sürdürdükleri sürece, başka ne yaptıklarının bir önemi yoktu. Kendi başlarına bırakıldıklarında, Arjantin ovalarına salıverilmiş sığırlar gibi, doğal buldukları bir yaşam biçimine geri dönmüşler, bir anlamda atalarının yolundan gitmişlerdi. Doğuyorlar, sokaklarda büyüyorlar, on iki yaşında çalışmaya başlıyorlar, güzelleşip cinsel isteklerinin uyandığı kısa bir gelişme çağının ardından yirmisinde evleniyorlar, otuzunda orta yaşlı insanlar olup çıkıyorlar, altmışına geldiklerinde de ölüp gidiyorlardı. Ağır koşullarda çalışmaktan, boğaz kavgasından, komşularla didişmekten, sinema, futbol, bira ve en önemlisi de kumar yüzünden kafalarını çalıştırmaya fırsat bulamıyorlardı. Onları denetim altında tutmak hiç de zor değildi.
Konuşmaktan kaçmayın. Kendinizi ve duygularınızı anlatmaktan bıkmayın. Eşinizin, sizin söylemediniz şeyleri anlamak için özel güçleri olmadığını unutmayın. Şaşırdığınız, anlam veremediğiniz her olayda empati yapın. Kendinizi onun yerine koyun, ne hissettiğini anlamaya çalışın. Ben değişmem işine gelirse efeliğini bi kenara bırakın. Evlilikte değişmek, gelişmek elzemdir. Sevginizi sadece dil ile değil davranış ile de gösterebilirsiniz. Bu bazen hediye almak olur, bazen takdir etmek olur, bazen de kocaman bir sarılma olur. Severken beklemeden sevin. Verdiğiniz her sevgiyi ama o bana yapmıyor diye ya da sizin istediğiniz gibi yapamıyor diye vermekten vazgeçmeyin. Zor anlarınızda iki seçenekten birini seçmek zorunda kalırsanız, siz mutlaka pozitif olanı seçin. Seçenekleriniz sadece güzel ve iyi niyetin ürünü olsun. Zor zamanlarınızda pozitif olanı seçmek nefsinize o an için zor gelse de sonrasında gelen güzellik ve kolaylık hepsini unutturacak. Düşünce kalitenizin oranı hayat kalitenizin oranı ile paralellikte seyreder. İçinizdeki çocuğu sevmeden dışınızdaki kimseyi sevemezsiniz, içinizdeki çocuk mutlu olmadan da dışarıdaki kimseyi mutlu edemezsiniz. Hayata öğrenme açlığı ile bakarsanız, bir karınca bile hål dili ile size çok şey anlatabilir. Eşinizin hâl dilini takip edin. Yaşam kalitenizi yükseltmek için, sorumluluklarınızı aksatmadan yapmaya çalışın.
Cumhurbaşkanına Açık Mektup
Sayın Cumhurbaşkanı bu size üçüncü e-mektubum. Nasıl bir ibret ile karşı karşıya olduğunuzu umarım idrak etmiş durumdasınız. Bu sır ve ibretin bir parçası olarak iyilik adına bunu yapmak durumundayım. Bu noktaya ülkeyi siz getirdiniz. Bütün silahlar bize döndürülmüş. İçeride milyonlarca sığınmacı veya göçmen bu yurdun, ulusun, devletin ve
Öldüğünüzü sandığınızda aslında ölmezsiniz. Ölüm iki aşamalı bir süreçtir ve son nefesinizin ardından uyandığınız yer bir tür Araf'tır: kendinizi ölü hissetmezsiniz, ölü gibi görünmezsiniz ve aslında ölü değilsinizdir. Henüz.Kim bilir belki ölüm sonrası yaşamı, yumuşak, beyaz bir ışık, ışıldayan bir okyanus veya müziğin içinde süzülüp gitmek şeklinde hayal ettiniz. Oysa ölüm sonrası yaşam, daha çok aniden ayağa fırladığınızda yaşadığınız duyguya benzer: aklınızın karıştığı bir an boyunca nerede olduğunuzu, kim olduğunuzu ve yaşamınızın tüm kişisel ayrıntılarını unutursunuz. Bundan sonra işler daha da tuhaflaşır.
Domingo Yayınları - V. Baskı: Ekim 2016 - Çeviri: Duygu AkınKitabı okudu
Reklam
Her insanın kişisel bir yaşam düşü vardır ve bu düş diğer herkesinkinden bütünüyle farklıdır. Düşlerimiz inançlarımızı izler, yargılama ve kurbanlaşma biçimimizle değişime uğrar. Bundan ötürü iki kişinin düşü bile hiçbir zaman aynı değildir
Kaplumbağalar da Uçar başlığında karşımıza hiç beklenmedik bir imgelem çıkıyor: Umutla ilişkilendirilmiş ölüm temayülü... Tahammül edilmesi olanaksız haldeki bir dünyanın çocukları bu film ve aynı başlık altında görece ikiye ayrılmaktadırlar: Bir yaşam biçimi olarak direnmenin estetiğini bilinçdışı etkenlerin tetiklemesiyle benimseyip bunu gündelik hayatın tekdüzeliğine sindiren ve yaşamaktan başka çaresi olmadığı için 'umarsızca' hayatta kalmak adına çaba sarf edenler ile bitkinlik ve bezginliği daha fazla tahammül edilemez bulmanın getirdiği 'yeniklikle' hayat karşısında son kozunu oynama 'umudunu' sürdürerek intiharlı bir sona hazırlananlar. Film bu minvalde yaşamak ile felsefi bir sorun olan kendini öldürmenin açığa vurulduğu iki sorunsala birden çözüm bulma derdine düşmeden izleyenlerin zihninde üçüncü bir tartışma konusu var etmektedir: Bireyi 'özgürlük' çıkmazından kurtarabilecek tek şey ölümdür!
Şu Dünyada ne kadar çabuk gelip geçiyoruz!..Yaşamın ilk çeyreği yaşamdan nasıl yararlanacağımızı öğrenmeden geçiyor; son çeyreği ise yararlanmaktan vazgeçtikten sonra geçiyor. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki yaşamayı bilmiyoruz ve yaşayamıyoruz üstelik yaşamımızın iki gereksiz ucuna ayıran aralıkta bize kalan zamanı dörtte üçü uyku, çalışma, sıkıntılar, acılar ve korkularla tükeniyor. Yaşam kısadır ama kısa sürdüğü için değil kısa olan bu zamana keyfini neredeyse hiç çıkaramadığımız için ölüm anının doğum anından uzak olmasının bir anlamı yoktur bu mesafe iyi doldurulamadıgından yaşam her zaman kısadır.
Sayfa 343 - ALFAKitabı okudu
Değerli hissetmek ve mutlu olabilmek için birine gereksinim duyuyorsan onun seni istediği gibi yönetmesine de kapı aralamış oluyorsun. Ne kadar bağımsızsan duygularının kontrolü de o kadar senin ellerinde demektir. Şimdi bir karar ver, başkalarının sevgisinin kişisel değerini belirlemesine izin vermeye devam edecek misin? Bizler sadece karşı tarafın, diğerlerinin onayı ve sevgisi olunca daha tatmin edici daha mutlu bir yaşam sürdüreceğimizi düşünürüz oysaki temel tatminlerin çoğu içseldir kendimizden alırız.
Sayfa 148Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.