3 ay sonra 40 yaşımı deneyimleyecegim. Hayatının en verimli, farkındalığı en yüksek dönemlerine hangi deneyimlerle geldin dersen. Bu dünyaya dair hedeflerin ve bu hedefler uğruna çabalamanin çok boş ve gereksiz olduğunu öğrenerek geldim. Dünyanın imtihan yeri olduğunu bilirdim ,idrak etmiş durumdayım artık. Sirtimi dayadigim iki dağdan birini kaybetmiş olmanın hüznüyle (çaresizliğin ne demek olduğunu dünyanın ne kadar boş olduğunu anladığım kırılma noktam), diğerini de her an kaybedecek korkusuyla geldim. Kırıla kırıla merhametimi, kazık yiye yiye başkalarına olan güvenimi kaybetmis şekilde geldim. Bu mesafeli, karşı tarafa aşıcı şüpheci bakan Gulfidan ile çok mutlu muyuz bilemiyorum ama yaşam alanı güvenli olduğu için huzurluyuz diyebilirim. 40 li yaslarim bu deneyimlere da farkli tecrübeler eklenerek gidecek. Bunu da 50 li yaslarima bir not olarak yazıyorum. 10 yıl sonra dünya müslümanlar için daha da zor olacak şüphesiz. Umarım 50 yaşıma ibadetlerimi artırmış, hafız olmuş, buranın imtihan yeri olduğu idrakini hayatıma naksetmis bir kul olarak gelmisimdir. Müslüman ümitsiz olmaz..
Hangisi?
Ölmek mi yaşamak mı dersin azizim? Hangisinin sonu sonsuzluğun yegane parçası Nefes alıp verdiğin ücretsiz yaşam mı Ruhun hiç ölmeden yaşadığı alem mi? Bin kere kırılıp yine devam ettiğin alem mi? Yoksa bir seferlik can verdiğin ahiret mi? Ey bu yolun yolcusunun fakir misafiri Aradığının tümü yaşadığın yerin içinde mi Yoksa herkesin eninde vardığı son durakta mı? Huzur, aradığın bir güzelin masum teninde mi Yoksa ölümsüz bir kalbin saf şefkatinde mi? Gördüğün kainat gözlerin iç bakışlarında mı? Yoksa görünmeyenle gördüğün kalp gözünde mi? Geceler güneşin batışındaki bir karanlık mı? Yoksa hiç gündüzü olmayan bir dehliz mi? Aradığın özlem bir çocuğun saf anılarında mı? Yoksa hayallerine kavuşup orada durup kalmak mı? Mülk dediğin şatafatlı süslü saraylar mı? Yoksa iki metrelik kabrin musalla taşında mı? Asıl yorgun olan üzerindeki ayrılmaz bedenin mi? Yoksa durmadan dolaşan düşüncelerin yoğunluğu mu?
Ensari
Ensari
Reklam
Ülkede her gün bir vahşete uyuyor ya da uyanıyoruz. Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, hayvan katliamları, orman yangınları... Kendi yaşam mücadelemde öyle büyük dertlerim var ki ülkenin gidişatından dolayı acılarıma acıyamıyorum bile. Her an kendi derdim ile ülkede var olan toplumsal bir başka derdi kıyas içindeyim. İki köpeğim var ama onları
Ahmet Muhip Dıranas
Sinop'ta 1909'da dünyaya gelen başarılı edebiyatçı, ilkokulu Sinop'ta, ortaokul ve liseyi 1929'da Ankara Erkek Lisesi'nde tamamladı. Usta yazar lise yıllarında "Bir Kadına" adlı ilk şiirini, 1926'da "Muhip Atalay" imzasıyla Milli Mecmua'da yayımladı. Lisede Faruk Nafiz Çamlıbel ile Ahmet
Günter Grass
"Bir insana tamamen güvendiğinizde iki sonuçtan birini elde edeceğiniz kesindir: Ya yaşam boyu bir dost. Ya da hayat boyu bir ders.."
... +184
Toplum olarak ne cahil bir toplumuz. En alt tabakadan en üst tabakaya kadar. Profesorlerimizden tutun sözde bilim adamımıza temizlikçisinden tutun öğretmenine... vs cahil cühela bir toplum...Doğru ve gerçek olan her şey insana hançer gibi acı verir.Tamamen kendini tatmin etme üzerine kurulu olan yaşam biçimi sosyal yapıyı rezil rüsva etmiş durumda. İki kuruşa her şeyini satan bir toplum.İşte bu körü körüne çağ dışı olan cahillik bütün olarak herkese acı ve zarar veriyor. Allah ıslah etsin.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.