Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kürşad

508 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Vardiya
VardiyaHugh Howey
8.3/10 · 265 okunma
Reklam
Bazı olaylar, gerçekten yaşanmış bazı olaylar korkunçtur tabii, ama daha da korkuncu hiç yaşanmamış, asla yaşanmamış olanlardır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kürşad
@ilKutay·2023 okuma hedefini güncelledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
32/32 kitap - %100 tamamlandı
32 kitap okudu
32 kitap
9bin sayfa
3 inceleme
22 alıntı
Hâlihazırda o kadar çok şey biliniyorken keşfedilecek daha ne kadar çok şey olabilir ki? Bir analoji yardımcı olabilir. Dünya hakkında bildiğimiz her şey büyük, düz bir kâğıt parçasına çizilen küçük bir çemberin içerisindeki alanla temsil edilsin. Bildiğimiz her şey çemberin içinde, bilmediklerimiz dışında. Dünyanın nasıl işlediğine dair daha çok şey keşfettiğimizde çember büyüyor. Ancak çemberin çevresi, bildiklerimiz ve bilmediklerimiz arasındaki sınır da büyüyor.
Reklam
İngilizler, Kürtlerin yanında Çerkezlere de el atmak istemiş ve Papaz Frew aracılığıyla Ahmet Anzavur isimli jandarma subayıyla Yunan-Çerkez işbirliğini kurmanın yollarını aramaya başlamıştı. Son olarak da İngilizlerin kullanabileceği en etkili silah olarak dinciler bulunuyordu. Bu grup, "zındık" olarak yaftalanan İttihatçılara karşı İngilizlerle dostluk kuran Halife'nin etrafında toplanmya razı olmuş, bu uğurda her türlü çarpıtılmış dini argümanı kullanmak için İngilizlerle işbirliği yapmaya hazır hale getirilmişti.
Nihayetinde Mustafa Kemal, "Görüyorsunuz ki ben hiçbir şey yapmadım, önce yorgunluk, sonra susuzluk ordunuzu durdurdu," diyerek mağlup olmuş muhatabına bir kez daha tevazu gösterdi. Kazandığı bir savaşta düşmanına gurur taslamamak bir Türk geleneğiydi. Asırlar önce Malazgirt'te Diyojen'i mağlup eden Alparslan da ona iyi davranmış, çadırında konuk etmiş ve elinden geleni yaptığını ifade ederek onu teselli etmişti. İngiliz general de kendisine gösterilen inceliğin farkındaydı. Ayağa kalkarak bu asil düşmanına, "Sizin gibi yüce kişilik sahibi bir general tanımadım." diyerek saygısını sundu ve çizilen krokiyi hatıra olarak saklamak için aldı.
Fatih bu şehir için surlara dayandığında, son Bizans İmparatoru Konstantin kaçmak yerine savaşarak ölmeyi tercih etmiş, nitekim öyle de olmuştu. Şimdi Fatih'in torunları, bu kadim şehri kurşun bile atmadan düşmana bırakıyordu. Ne hazindi...
Sözleri biten Rauf, Vahdettin'in ellerinin titrediğini fark etti. Öyle ki parmakları arasındaki sigarası, ağızlığından düşmüştü. Odada bulunan Lütfi Bey, sigarayı yerden kaldırmak için atıldığında Vahdettin de konuşmaya başladı: "Ferit Paşa'yı kız kareşimin iyi bir eşi olarak severim. Fikirlerine taraftar değilim. Siyasi düşüncelerinin aleyhindeyim. Bu yüzden aramızda şiddetli ayrılık vardı. Bunu Lütfü Bey de bilir." O âna dek koruduğu sükûnetini bozan Sultan, hızlıca ayağa kalkıp Rauf'un gözlerine bakarak ve hırçın bir edayla âdeta parladı: "Beyefendi, ortada bir millet var. Koyun sürüsü. İdaresi için bir çoban lazım. O da benim!"
Sayfa 51 - Masa KitapKitabı okudu
Kürşad
@ilKutay·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Dünyanın ve Canlılığın Evrimi
Dünyanın ve Canlılığın EvrimiAli Demirsoy
10/10 · 1 okunma
306 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.