Yılın kitabı seçildiğinden beri okumak istediklerim arasında bulunan Yarın ve Yarın ve Yarın'ı elimde tutarak okuyabilmek için çektiğim eziyetleri anlatmaya kelimeler yetmez. Meşakkatli yollar aştım ve sonunda kitabı elime aldım. Çok büyük bir heyecan ve merakla okumaya başladım.
Kitapla ilgili yaptığım ilk çıkarım maalesef ki Normal
"Çünkü," dedi Sam. Bu kelimenin üzerine tıkla, diye düşündü, farklı anlamlarının hepsini açıklayan linklerle karşılaşacaksın. Çünkü sen benim en eski arkadaşımsın. Çünkü bir keresinde en dibe vurduğumda beni kurtardın. Çünkü sen olmasaydın ölebilirdim veya bir çocuk akıl hastanesine kapatılabilirdim. Çünkü sana borçluyum. Çünkü bencilce, yataktan çıkarsan ikimizin beraber muhteşem oyunlar yarattığı bir gelecek görüyorum. "Çünkü," diye tekrarladı.
Sadie'ye bakarken zaman yolculuğu işte böyle bir şey diye düşündü. Bir insana bakmak, onu, aynı anda şimdiki zamanda ve geçmişte görmek. Bu tip bir yolculuk sadece uzun süredir tanıdığınız insanlar söz konusu olduğunda mümkündü.
Okuduğum en eğlenceli ve en ateşli kitaplardan biri. Neden biliyor musunuz? Çünkü kızımız çok zeki. Demek ki neymiş böyle de yazılabiliyormuş. Salak yazarlar feyzalırlar mı? Sanmam...
İlk olarak dijital bir platformda karşılaştığım bu kitabı nasıl bir heyecan ve merakla okuduğumu hâlâ hatırlıyorum. Bölümler birbirini kovalamıştı. Bizim topraklarımızda ve kültürümüzde geçen fantastik, aşk dolu bir hikâye... Basılır basılmaz aldığım ve kitaplığımın başköşesine koyduğum için mutluyum.
Okuma listemdeki kitapları biraz erittikten sonra kesinlikle tekrar okuyacağım.
Umay'ın geri kalan maceralarını ve savaşını da okumak için sabırsızlanıyorum.
Ailemden öğrendiğim en önemli şey, uyumun gereğiydi! Mutsuzken gülümsemek, acıkmışken birilerini beklemek, hatır için gelmek, sevmediğin yakının elini öpmek, acı çekmek için
doğru zamanları aramak, güçlü olmak, olunamıyorsa güçlüymüş gibi yapmak!
Bütün bunları insan olmak adına yapmak!
Kısacası, eğitimli acılarım vardı benim. Ortalık yerde soyunmazdı yalnızlığım; el içinde ağlamazdı kederlerim..
Düşünüyorum da hastalık hastası olmanın, acınacak-acıtacak bir
şeyler bulmanın, mazoşizmin temelinde, haklı olabileceğin acılar yaratma güdüsü var belki de.
Yıllar önce minik bir ergenken okuduğum bu kitap aklıma birkaç ay önce yeniden düştü. Annemin evinde kaldığı için de yeniden okumak için biraz beklemek zorunda kaldım. Kimi yönden beklediğime değdi, kimi yönden hatırladıklarımı bulamadım.
Aradıklarımı bulamama sebebim aşkın bana abartılmış bir balon gibi gelmesidir. Aşk yüzünden de bu kadar acı çekmezsin. Ayrılınca çoluğun çocuğun ölmüş gibi davranmanın bir manası yok. Kitabı okurken de yine böyle hissettim. Bombok bir insan için yine manasız acılar çekildi. İntihar edilmeye falan çalışıldı. Kuskunç yanları epey vardı. Millet evini barkını ailesini bırakıp savaşlardan kaçıyor, ülkesine hayatı boyunca dönemiyor ama intihar falan etmiyor. Ay sevdiceğim benden ayrıldı hemen ölüvereyim konsepti benim anlamadığım bir konsept.
Fakat bu acının ve olayların spiritüel açıklamaları, reenkarnasyona bağlanması oldukça hoş. Yazarın anlatımı da çok başarılı. Keşke yazar ortalıktan böylece kaybolmasaydı.
Asmr kendinin asmr olduğunu bilmiyorken asmr izleyen, dinleyen bir insandım. Hiçbir amaca hizmet etmeyen videoların köpeğiyim. O yüzden bu kitabı elime ilk aldığımda dedim ki ahanda bir asmr kitabı. Bunu okuyacağım ve pambık gibi olacağım.
Ama olmadı.
İlk yarısı iyiydi ama sonrasında sıkıntıdan patlayacağımı sandım. İki hafta boyunca elimde süründü de süründü :( üzgünüm ama yapamadım, ben duygusal oldum.