Seviştiğimiz o ilk günden itibaren her şeyini anlatmıştın ba­na. Daha evvel yaşadıklarını, hissettiklerini, hayallerini... Sana ait her şey benim olmuştu. İçin dışın bir, gün kadar ay­ dınlık kendini hediye etmiştin bana.
yüzümün sürgün yerlerine ayışığının şavkı vurdu ve kederli çizgiler büyüdü aynadaki çatlak. düşündüm hani birbirimize verdiğimiz o ilk öpüşün karanfili şimdi nerdedir o gürül gürül akan dağ çeşmesi. biliyorum dumanlı yıllar geçti kötü yıllar, hüzünlü ve savruk karşılaşınca bir sokak ortasında bir gün, tanımayacağız bile birbirimizi çünkü biraz da yaşadıklarımız değil midir yaratan yüzlerimizi
Yeni Bir Gökyüzü AranıyorKitabı okuyor
Reklam
Tez-tez gördüyüm bir yuxu var. Həmin yuxuda necəsə qardaşımla rastlaşıram, sağ-salamat olduğunu, hətta aradan keçən dörd ildə (ilahi, artıq dörd ildir...) bir xeyli böyüyüb dəyişdiyini görüb həm çox sevinirəm, həm də həyəcanlanıram, bu hədsiz-hüdudsuz sevincimi bölüşməyə adam axtarıram. Amma əvvəlcə onu möhkəm bağrıma basıram, yanaşı oturub
Yüreğin yüreğimin üzerinde, içseslerimizi dinlerdik uzun­ca. İlk sarıldığımız gün nasıl atıyorlarsa en son gece sarıldı­ğımızda da aynıydı çarpıntıları, çırpınmaları birtanem. Ku­cağımda derin uykuna dalana kadar, o kucaklayışın beni sen­sizliğe götüren yolculuk olduğunu bilmeden sarılmıştım sa­na.
Tez-tez gördüyüm bir yuxu var. Həmin yuxuda necəsə qardaşımla rastlaşıram, sağ-salamat olduğunu, hətta aradan keçən dörd ildə (ilahi, artıq dörd ildir...) bir xeyli böyüyüb dəyişdiyini görüb həm çox sevinirəm, həm də həyəcanlanıram, bu hədsiz-hüdudsuz sevincimi bölüşməyə adam axtarıram. Amma əvvəlcə onu möhkəm bağrıma basıram, yanaşı oturub
Tez-tez gördüyüm bir yuxu var. Həmin yuxuda necəsə qardaşımla rastlaşıram, sağ-salamat olduğunu, hətta aradan keçən dörd ildə (ilahi, artıq dörd ildir...) bir xeyli böyüyüb dəyişdiyini görüb həm çox sevinirəm, həm də həyəcanlanıram, bu hədsiz-hüdudsuz sevincimi bölüşməyə adam axtarıram. Amma əvvəlcə onu möhkəm bağrıma basıram, yanaşı oturub
Reklam
Böylece temmuz ortasına kadar her gün saat ikide Merhamet Apartmanı’ndaki daireye gittim. Füsun’un gelmeyeceğine ikna olduktan sonra çektiğim acının gün geçtikçe azalmasına bakarak bazan onun yokluğuna kendimi yavaş yavaş alıştırdığımı zannederdim, ama hiç mi hiç doğru değildi bu. Yalnızca eşyaların verdiği mutlulukla oyalanıyordum. Nişandan sonraki ilk haftanın sonunda aklımın kimi zaman büyüyen, kimi zaman küçülen önemli bir parçası sürekli olarak ona takılmıştı ve bir matematikçi gibi söylersem, toplam acıyı zaten hiç azalmıyor, umutlarımı tam tersine, hala artıyordu. Daireye sanki alışkanlığımı ve onu göre umudumu kaybetmemek için gidiyordum.
Beyaz Ölüm Kuşları
sonra bir gün anneler de ölür böcekler ve kertenkeleler ölür boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca sivrisinekler ve kâğıttan kayıklar ölür * sonra o gün çocuklar da ölür * biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
“…kelimelere ne hacet! Bana bunu sürekli, her gün, her dakika söylüyorsun. Bana hayat hikayeni anlattığında aslında ona daha küçücük bir çocukken ilk görüşte âşık olduğunu da anlatmış olsun.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Ben varım." Sırıtan Kuzey bir elini bize doğru uzatmıştı. İçindeki rekabet duygusu kabaran Yiğit de elini, onun uzattığı elinin üzerine koydu. "Ben de varım." Daha sonra Bağımlı da elini koyunca kızlar bir süre düşündü ve onlar da ellerini diğerlerinin elinin üstüne koydu. "Ben de varım." Efe Can, bu ayakla neyine
Reklam
Cidden çok sıkıldım hiç bir şey değişmiyor tek taraflı çaba sarf yoruyor ve çok pis koyuyor bak ben bugüne kadar direndim seviyorum diye görmezden geldim sustum ama ondan uzak olunca bana verdiği zararı çok net gördüm sevmemiş işte ben sevsin istedim hatta çok istedim şuan bunları yazarken bile cidden canım yanıyor evet şuan canım yanacak ama ileride böyle olması daha çok bağlanmamı engelleyecek en kötüsüde ben artık ona dair hayatımda hiç birsey istemiyorum dedikten dakikalar sonra ona benzer kişileri görüyorum onu rüyamda görüyorum biri bana onun ismini söyleyip napıyo seninki falan diyor ya o an "o artık benimki degil" demek inan zoruma gidiyor her gün mesaj listemde onun adını görmek bile bi umut veriyordu ama onu unutmazsam daha çok üzüleceğimide biliyorum. Keşke ilk zamanki gibi ondan nefret etsem keşke hiç göz göze gelemseydik keşke onun adını bile öğrenmeseydim
Enlil / İbrahim
MÖ 2800 civarında Sümer yazısı o kadar rafine edilmişti ki hayatlarının çeşitli alanlarında kullanılıyordu. Söz konusu döneme ait kil sikkeler ve üzerinde çivi yazısı bulunan diğer nesneler keşfedildi. Eski Ahit/Tevrat, Enki şiirindeki Sümer şehri Dilmun ve Yahudi Cenneti haline gelen Ninursag gibi birçok Sümer mitolojik durumunu, olayını ve
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhabaaaa! Çoğunuzun okumuş olduğu, benim daha yeni bitirdiğim Hizmetçi serisinin ilk kitabıyla geldim sizlere ️ Okurken gerim gerim gerildiğim , elimden bırakamadığım ve soluksuz okuduğum bir kitap Hizmetçi Evet tam bir ters köşe ama ben bir yerden sonra sonunu tahmin etmiştim. Yanılmadım Müthiş kurgulanmış, karakterler harika yazılmış.
Hizmetçi
HizmetçiFreida McFadden · Olimpos Yayınları · 20231,999 okunma
798 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Seçimlerimizde özgür müyüz?
Michel Foucault 'Deliliğin Tarihi' eserinde büyük kapatmadan bahsetmiştir. Hapishaneler, hastaneler vb. iktidarın gücü elinde bulundurmasının çeşitli yolları olduğunu anlatmaktadır. Diğer eserlerinde de hapishaneler ve cinsellik üzerinden giderken bu eserinde daha çok deliler ve tımarhaneler üzerinden fikirlerini sunmaktadır.
Deliliğin Tarihi
Deliliğin TarihiMichel Foucault · İmge Yayınevi · 2020884 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.