Gecenin ortasında uyandım. Başımın üzerinde, tavandaki pencerenin arkasında ay duruyordu; capcanlı, altın rengindeydi. Korksa da kararlılığını yitirmemiş bir savaşçının kalkanı gibiydi.
Gökyüzünün altında gevşemiş, onun bunun üzerine kafa yorup duruyor. Kocaman dalga dalga bulutlar yere o kadar yakın duruyorlar ki, insanın kement atıp birini tutası geliyor -ister başının altına yastık yap, ister midene indir.
Uzanmış kollar
sımsıkı kapalı gözler
parlak bir bulantı
dönüp dönüp duruyor
kalpleri hareketlendiriyor
düşünceler filiz veriyor
kendi kendini
ters yüz ediyor
Yaratılışın tüm öyküsü sanki gökyüzüne çizilmiş gibiydi. Diğer çocukların kahkahalarından uzaklaşır, ustalaşmayı arzu ettiğim durgunluğun ve sessizliğin içine çekilirdim.