Oturmuş, Tanrı üzerine düşünüyordum. Artık Tanrıya inandığımı sanmıyorum. Yalnızca benim başıma gelenlerden ötürü değil, savaş sırasında benim gibi yaşayan milyonlarca kişiyi de düşünerek. Anna Frank'lar. Ve tarih boyu. Şimdi bildiğim Tanrının hiçbir şeye karışmadığı. Acı çekmemize ses çıkarmıyor. İnsan özgürlük için dua ederse, yalnızca dua etmek bile içini rahatlatıyor veya olaylar öylesine gelişiyor ki insan özgürlüğüne kavuşuyor. Ama Tanrı duaları duymaz. O'nda duymak veya görmek veya acımak veya yardım etmek gibi insanlıktan eser yoktur. Yani Tanrı evreni, maddenin ve evrenin temel ilkelerini yaratmış olabilir. Ama insanlara ilgi gösteriyor olamaz. Kimi insanların mutlu, kimilerinin mutsuz, kimilerinin talihli, kimilerinin de talihsiz olmasını tasarlamıştır, o kadar. Kim mutsuzdur, kim değildir bilmez, bilmek de istemez. Yani gerçek anlamda var olmaz.
Esnemek ya da gerinmek gibi, herkesin çirkin olduğunu düşündüğü şeylere bile güzellik kazandırıyordu. Gerçek şu ki çirkin şeyler yapması mümkün değildi. Öylesine güzeldi.