Hürriyeti yanlış anlayan bir dünyadayız. İnsan hür doğmaz. Eğer kendi ben'i ile mücadeleye başlayan bir irade destanının kahramanı değilse, eğer kendi nefsine galebeden ve kendi ihtiraslarına hakimiyetten başlayan bir hürleşmeye doğru merhale merhale yol almıyorsa, eğer hürriyeti şahsiyeti ile beraber gelişmiyorsa, insan, en hür nizam içinde de hür değildir.
Sayfa 288 - ÖTÜKEN/ 42.BasımKitabı okuyor
Hürriyeti yanlış anlayan bir dünyadayız. İnsan hür doğmaz. Eğer kendi ben'i ile mücadeleye başlayan bir irade destanının kahramanı değilse, eğer kendi nefsine galebeden ve kendi ihtiraslarina hâkimiyetten başlayan bir hürleşmeye doğru merhale merhale yol almıyorsa, eğer hürriyeti şahsiyetiyle beraber gelişmiyorsa, insan, en hür nizam içinde de hür değildir.
Sayfa 288Kitabı okudu
Reklam
Ben bu dünyayı herkesten farklı olarak yaşama ve hissetme hakkını kendi ülkemde doğup büyüdüğüm topraklarda bulamayacaksam ne yapacağım? Belâlardan en çok emin olmam gereken yerde câbirlerin şiddeti yolumu kesiyorsa, onları kime şikâyet edeceğim? İnsan olmakla tevarüs ettiğim hak ve hürriyeti atalarımın toprağında bulamayacaksam, onu nerede arayacağım?
Bireyin sorumluluğu ortadan kaldırılır veya zayıflatılırsa, birey de ortadan kalkar. Kendi hareketinin sebebi, kendini eriten topluma bağlanınca, yönetimi elinde tutan efendinin iradesine boyun eğmekten başka çare kalmaz. İradesi elinden alınmış olanın hürriyeti de olmaz. Hürriyetin bulunmadığı yerde, gerçek anlamda ahlâk da olmaz. Oysa insan, her şeyden önce ahlâkî kişiliği ile insandır. Onun bu kişiliği kazanabilmesi için, hür bir ortamda yetişmiş olmalıdır.
Hürriyeti olmadan nasıl yaşayabilir ki bir insan?..
Gerçekten akıllı insan, Allah'ın nimetlerine şükretmesini ve nefsini yenmesini bilen insandır. Kim sinirlerine håkim olup öfkesini yenerse, bu dünyada gerçek hürriyeti tadanlardan olur.
Reklam
Tanımlar istiyorlar sizden: sonradan aynı tanımlarla canınıza okumak için. Tanımlarınız yoksa, bu sefer konuşturmuyorlar sizi. Tanımlar veremeyen insan saçmalar, diyorlar. Saçmalarla uğraşamayız. Kimseye saçmalama hürriyeti veremeyiz. Mantıksızlık hürriyeti veremeyiz. Tanımları verince de herkes, daha önce kendisi için kazılmış olan çukura düşüyor.
Atsız Yeniden Mahkemede: “Konuşmalar” yazısına karşı tepkiler resmî makamlar üzerinde de tesirini göstermiş ve Atsız ile derginin sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek hakkında dava açılmıştır. Bunun üzerine Atsız, yazının üçüncü bölümünde şunları yazar: "Memleketi parçalamak isteyen, Kürt devleti kurmak için Kürtçülük yapmak isteyenlere
Eşref Bey: Aziz Üstadım; gençtik, hizmet etmek istiyorduk. Memleketin uğradığı felâketleri teşhiste âcizdik. Ben de Sultan Abdülhamid Han'a karşı idim; hattâ tahttan indirilmesiyle memleketin kurtulacağına inandığımdan çocuk yaşımda aktif mücadelelere katıldım. Zindanlara atıldım; bildiğiniz gibi bir tabur askerin arasından Mekke Kumandanı'nın oğlunu dağa kaçırdım da aff-ı şahanelerine uğradım ve gençliğimi Arap çöllerinde geçirdim. Fakat bizler mazuruz; çünkü öyle propaganda yapılıyordu ki ister istemez inanıyorduk. Acı tecrübeler sonucu şu kanaate vardım. Hürriyet çok güzel bir şey; insan şahsiyeti onda kemale erer. Ama hürriyetten ancak milli basınla istifade edilir. Millî olmayan basın, hürriyeti kendi emellerine âlet eder. Basını, memleketin şartlarını bilmeyenler de onlara inanır. Neler yazıldığını hatırlayınız Üstadım! Yazılanlar karşısında, zerre kadar vatan sevgisi olan "Gün, bu gündür" diyerek bayrağı kapıp koşmaz mıydı? Biz de öyle yaptık. Allah bizleri affetsin Üstadım; siz yazın, ben de yazacağım.
Sayfa 179 - ötükenKitabı okudu
Sartre insan hürriyetten kurtulamaz diyor, eli ayağı bağlı, hürriyet denizine atılmış. İstese de istemese de hür. Bu nasıl bir hürriyet? Havaya fırlatılan taşın hürriyeti. Hürriyet, vehimlerin en çılgını.
Sayfa 224 - İletişim Yayınları, Üçüncü Baskı: Aralık-1993.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.