İletişim kurmayı reddeden iki insanın durumunda olduğu gibi, soğuk savaş halindeki iki devleti de birbiri hakkında herhangi bir şeye inandırabilmek gayet kolaydı. Aynı kolaylık, kutuplaşmış toplumlar için de geçerliydi. Örneğin, herhangi bir nedenden artık görüşmeyen iki komşunun birbirine saldırması için birkaç isimsiz mektup yeterliydi. Buna göre, birbirini tanıdığını sandığı için artık iletişim kurmaya gerek duymayan iki taraf olduğu sürece, her ülkede iç savaş çıkarılabilirdi. Burada önemli olan, aynı toplum içindeki farklı grupların birbiriyle bağını koparmaktı ki bu da çocuk oyuncağıydı. Çünkü insan denilen varlık, sadece ebeveynlerine ve o ebeveynlere benzeyenlere güvenebilen aptal bir çocuktu. Hatta bütün hayatı, anasıyla babasından farklı görünen herkesten korkmak ya da nefret etmekle geçiyordu. Ne de olsa insan bir türlü büyümüyor ve hep çocuk kalıyordu. Çünkü kurduğu toplum tersine işleyen bir kuvöz gibiydi. İnsanın duygusal zekâ gelişimini mutlaka bir noktada durduruyor, hatta geriletiyordu. Öyle olmasa, tekerleğin icadı dahil, tüm insanlık birikimini kullanarak binbir güçlükle gittiği Ay’a, ülkesinin bayrağını diker miydi? Aptal bir çocuk gibi... Tam da bu yüzden insan aslında hiçbir yeri gerçekten keşfedemiyor, sadece savaş alanını genişletiyordu.
"İnsan deli olmasa da hassas bir kalbe sahip olabilir. Öyle insanlar var ki, yaradılışı gereği ufak tefek şeylerden beslenirken sert bir sözle ölür."
Reklam
"Belli ki içinde bir boşluk var. Bir yara. Ne seni bu kadar öfkelendiren, insanları kırarak atamazsın bu öfkeni. Başkasına anlatmak tam tersi her zaman daha iyidir. Üstelik insan birine anlatırken kendisiyle de konuşur. Kendine söyleyemediklerini de ağzından kaçırır, olaylara bir de dışarıdan bakma gözü açar anlatmak."
Sayfa 97 - Armoni YayıncılıkKitabı okuyor
İnsan sevdiği birini nasıl rencide eder ki?
Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkıyoruz. Serbest gezip dolaşmalarına ve eğlenmelerine mani oluyoruz.
Camus'nün "Veba"sından (La Peste)
"Dünyadaki kötülük, neredeyse her zaman, cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa iyi niyet de en az kötülük kadar zararlı olabilir. İnsanlar, kötü olmaktan ziyade iyidirler ama asıl sorun bu değildir. İnsanlar, genel olarak, erdem ya da kusur denilen şeyin farkında değildirler; ki en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme hakkı tanıyan cehalettir. Katilin ruhu kördür. İnsan, her tür sağduyudan yoksun ise güzel aşk ve gerçek iyilik diye bir şey olanaksızdır."
Sayfa 135 - Can Yayınları
Reklam
EY ADEMOĞLU! BEN YENI BIR GÜNÜM. SANA AMELINLE BIRLIKTE ŞAHITLIK YAPACAĞIM, BENI GANIMET BIL. MUHAKKAK KI BEN KIYAMET GÜNÜNE KADAR GERI DÖNMEYECEĞIM." (HASAN BASRI HZ.) YANI, BENIM DOĞUŞUM VE SANA ŞAHITLIK EDIŞIMI GANIMET BIL! GÜZEL ŞEYLER, İYI AMELLER YAPARSAN SENIN KÄRIN OLUR, DEMEK ISTIYOR GÜNEŞ... İNSANDAN ISTENILEN NEDIR? EŞYANIN BOŞUNA YARATILMADIĞININ BILINCINDE OLUP, KULLUK VAZIFELERINI YERINE GETIRMESIDIR. EŞYA BILE GAYELI YARATILMIŞKEN "AHSEN-I TAKVIM" OLAN INSAN NASIL GAYESIZ YARATILABILIR?
Kısa bir ömürle doğuyoru. Bize bahşedilen bu zaman aralığı öyle hızlı ve öyle çabuk tükeniyor ki, az insan hariç, herkes daha yaşama hazırlanırken yaşamdan ayrılıyor.
Sefalet ve yoksulluk o kadar aşağılayıcı şeylerdir, insan doğası üzerinde öylesine felç etkisi yaratmaktadırlar ki, hiçbir sınıf kendi çektiği ıstırabın gerçekten bilincine varamamaktadır. Bunu onlara başkalarının anlatması gerekir, çoğunlukla da bunu söyleyenlere kesinlikle inanmazlar.
eğer insan konuşmak ve susmak konusunda büsbütün bağımsız olmuş olsaydı, bu dünyada bütün işler yolunda gidecekti, fakat deneyim bize fazlasıyla gösteriyor ki insan, dilinin ve arzularının hâkimi değildir.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.