İnsan türü şimdi öyle büyük bir serüvene girişiyor ki, eğer başarılı olursa toprağa hükmedişi ya da ağaçtan yere inişi kadar önemli bir iş yapacaktır. Deneye duraklaya yerküreye bizi bağlayan zincirleri koparmaktayız, manevi anlamda, içimizdeki daha ilkel beyinlerin dürtülerine karşı çıkıp onları susturarak, maddi olaraksa, gezegenlere yolculuk edip yıldızlardan gelen mesajları dinleyerek. Bu iki serüven birbirine amansızca bağlıdır. Her iki girişimde kanımca, birbirinin vazgeçilmez biçimde tamamlayıcısıdır. Her biri, öteki için şarttır. Ne var ki, enerjimizi daha çok savaşlara yönlendirmişiz. Karşılıklı güvensizlikten hipnotize olmuş durumda, türümüzün ve gezegenimizin geleceğiyle nerdeyse hiç ilgilenmeden toplumlar ölüme hazırlanıyorlar. Ve tuttuğumuz bu yol öylesine korkunç ki, ne yaptığımızı düşünmemeyi, üzerinde durmayı yeğliyoruz. Fakat gözönünde tutmaya yanaşmadığımız şeyi düzeltmek zorundayız.
"İşin asıl kötü yanı şu ki, bu düzenin değişmeyeceğine inanıyoruz... İnsan gençken, günün birinde rahata ereriz sanıyor."
Reklam
"İnsan nelere alışmaz ki..." Zaten hayat dediğimiz bu kapalı dairenin asıl mucizesi, bu alışmak değil miydi?
Sayfa 35
“Bence bir insanın en önemli erdemi içinde yaşattığı sevgisidir. Sevgisiz bir insan ne kadar insan olabilir ki?”
Sayfa 29 - Esinti YayınlarıKitabı okuyor
Bilinenden başlayıp bilinmeyene ve merak edilene ulaşma sanatıdır felsefe. İnsan ancak aşk ve aklın beraberliğiyle kendine yol bulabilir. Farabiye göre insan bunu hak etmektedir. Çünkü insan bu evrenin bir özetidir...
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.