insan, olguları açıklama vaadi taşıyan hipotezler aradığı için "her haz keşfi, başka bir doyumsuzluk getirir." ve "kişinin tüm odak noktası; hazza ve kalıcılığa zoraki bir biçimde ulaşmaya evrildiğinde, ruhu ve bedeni daha komplike hale sokup bireyi mutsuz hâle getirir." hipotezimi öne sürüyorum. mutluluk kavramını bir 'duygu durumu' olarak görüyorsanız, problemin kökünü kendi zihninizde en başından yanlış inşa etmişsiniz demektir. kişi, yoğun hazlara ulaşarak değil, en az acıyla yaşamayı sağlayan o hoşnutluk durumuna ulaşarak mutlu olabilir. daha inovatif bir şekilde öne sürecek olursam mutluluk; hedonist bir bakış açısının getirdiği -bireyin kendi ruhunu her türlü hazza yönlendirme girişimi- değildir. mutluluk; hayatın sergilediği o çalkantılı profilin karşısında hayatı, her yönleriyle kabullenecek kadar erdemli olmaktır. ancak bu şekilde mutluluk kavramı kalıcılığa ulaşabilir. onun haricinde sayfanın geri kalanında yer alan maddeler, mutluluk getireceği varsayılan ama elde edileceği vakit, hepsinin birer haz yansıması olduğu anlaşılacak maddelerdir. fakat biz insanlar, sorumlulukları ile kaotik tutkuları arasında sıkışıp kalmış varlıklar olduğumuz için bu hoşnutluk durumunu yerine getirmekten kaçınıyoruz. o hâlde doğamız gereği, erdemli olmaya ve bununla birlikte de kalıcılığa bir hayli uzağız.
Bu çağ her şeyin kamuyla paylaşıldığı bir çağ, neredeyse hiçbir mahrem yok. Ben buna muhalifim. İnsan ruhu ilahi bir emanet ve oraya sadece izin verilenler, kaderin izin verdikleri girebilmelidir. • Kemal Sayar, Dünyaya Geldim Gitmeye
Reklam
Bu çağın insanı "akıl"kavramına kafa tutuyor. İnsan ruhu, deliliği sever ama duygusal zekayı ve bununla birlikte akıl yürütme yetisini kendi istediğiyle kaybetmemelidir. Sonuç olarak, mantıklı davranamadığınız insani ilişkileri yürütmenize pek gerek yok öyle değil mi?
ben tamamlanmamış insanım
ben tamamlanmamış insanım kişiliğim yalnız kalmaya alışkın bu çok tehlikeli yanımda birini düşünemiyorum tek kişilik hayallerden başka hayallerim yok buda benim insanlıktan çıkıp yabanileşmemi sağlıyor sıkıldım her şeyden anlatacak bir şeylerim olmamasından kimse ile karşılaştırmıyorum kendimi onlar kazandığını sansın en büyük kazanan benim
İnsan ne yediyse ağzı onu kokar, ne okuduysa da ağzı onu konuşur... Hiçbir kıyafet zengin bir ruhu gizleyemez, hiçbir zenginlik de cahilliği saklayamaz... Mevlana'nın dediği gibi: Testinin dışına sızan, içinde olandır
Reklam
Sükut-u lisan selamet-i insan.
Arpa ufalanır, aş oldum sanır. Çer çöp havalanır, kuş oldum sanır. Cahile meydanı boş bırakırsan , ayaklar kendini baş oldum sanır.İnsan ne yediyse ağzı onu kokar, ne okuduysa da ağzı onu konuşur. Hiçbir kıyafet zengin bir ruhu gizleyemez, hiçbir zenginlik de cahilliği saklayamaz… Mevlânâ’nın dediği gibi; Testinin dışına sızan içinde olandır…Geçici insanlar kalıcı dersler verir. biriyle aram bozulunca sağda solda onu kötülemek yerine edebimle sustuğum için benimle arası bozulan herkes kendini çok haklı sanıyor.
İnsan ne yediyse ağzı onu kokar, ne okuduysa ağzı onu konuşur.. Hiçbir kıyafet zengin bir ruhu gizleyemeyez, hiçbir zenginlik de cahilliği saklayamaz. Mevlana' nın dediği gibi: “Testinin dışına sızan, içinde olandır.”
7 ölümcül günah : Şehvet
Şehvet Ruhu lekeler. Zamanla ortaya çıkar. Ortaya çıkana kadar kişinin içinde yavaş yavaş harlanır. Şehvetin eline düşenin kurtulması neredeyse imkansızdır. Asmodeus’a atfedilir. Asmodeus acımasızdır ve üç başı vardır: Boğa, insan ve keçi. Karşıtı iffettir.
Şehrim kalabalıklaştı. Gökyüzümdeki yıldızlar şehrin ışıklarından görünemez oldu. Tek bir afet o muazzam yıldızları görmemi sağlayacaksa bir deprem, bir kıvılcım beklemek çok mu küstahca? Balkona rengarenk çiçekler ekecek,suluboya resimleriyle saatlerimi geçirecek kadar hayat doluyken nasıl birdenbire gecelerce uykusuz kalıp tek bir noktada
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.