Öncelikle çok güzeldi. Bir yandan hemen bitireyim Güldiyar’a ne olduğunu öğreneyim dedim, diğer yandan bitmesin istedim. İnce Mehmet ten sonra yerli olarak beni en çok etkileyen yazar ve eser oldu. Kitapların en güzel yanı her insanın kitaptan kendinden bir şey bulup sahiplenmesidir bence. Ben kendimi biraz Dursun biraz da Muzaffer hissettim. Okuyunca, kitapta anlatılan ilk başta saçma geliyor , sonra kapatıp yakın çevre, uzak çevre ve ülkeyi düşününce, belki de bunun gibi binlerce, milyonlarca olay ve hikayenin olduğunu fark ediyorsun. Örneğin Dursun neden başka yollar denemedi yardım için? Sonra düşündüm de bir sürü problemim var ben neden başka yollar denemiyorum... Hani demek istediğim başkalarını yargılamak gerçekten de çok kolay. Şunu bir kez daha anladım insan şu hayatta istediği oluyor yani; çalışkan olmak isterse çalışkan, dürüst olmak isterse dürüst, iyi olmak isterse iyi, kötü olmak isterse kötü, aptal olmak isterse de aptal oluyor. Muzaffer’i görmek için sıraya girmek isteyenlere şaşıran Şakir’in şaşkınlığı bunun ispatıdır bence. Güldiyar’ı başta kendim, akrabam,arkadaşlarım, ve ülkemin insanlığı olarak düşündüm daha doğrusu hissettim. O zaman yaşadığım çevrede; adaletsizliğin, açgözlülüğün ve vahşiliğin ne derecede ileri olduğunu hissettim.