Bu nedenledir ki insancıl Liberalizm şöyle der: Siz iş istiyorsunuz; tamam, biz de istiyoruz, ama biz tam anlamıyla iş istiyoruz.
Biz boş zaman kazanma umuduyla çalışılmasına razı değiliz, iş yapmanın insanı tatmin etmesini istiyoruz. Biz işi, kendimizi geliştirmek için istiyoruz.
Ama böyle olması için işin de buna uygun olması gerekir!
Sadece insana layık bir iş, özgüven aşılayan bir iş, "egoistçe" bir amaç taşımayan, aksine amacı insan olan, insanın kendini açıkla masını, yani /aboro ergo sum, çalışıyorum öyleyse insanım, diye bilmesini istiyoruz sağlayan bir iş olmalıdır. İnsancıl kişi, tinin tüm malzemeyi elden geçirmesini, hiçbir şeyin olduğu gibi, durağan halde bırakılmamasını, hiçbir şeyde rahat durmayıp, her şeyin çözümlenmesini, elde edilen her sonucun yeniden eleştirilmesini ister.
İşte hakiki emekçi böyle huzursuz bir tindir; o önyargıları ortadan kaldırır, kısıtlayıcı ve darkafalılaştırıcı şeyleri parçalar ve insanı, ona egemen olmak isteyen her şeyin üzerine çıkarır; oysa Komünist sadece kendisi için çalışır, üstelik de özgür iradesiyle değil, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışır, yani kısacası çalışmaya eli mahkum işçiyi temsil eder.