Depresif hissettiğim bir zamanımda kitapçıda rafları gezinirken karşıma çıkan kitap... Yazarın "Simyacı" kitabını da okuyup çok sevdiğim için de okumak istedim. Karakterle beraber hissedip yaşadım kitabı. Gerçekten çok sevdim. Hani sevdiğiniz bir kitap bitmesin diye ağır ağır okursunuz ya bazen... Bu o kitaplardan... Bitirdiğimde bir süre son sayfaya bakıp bakıp gülümsedim. Lezzetli, hayata dair ve insanın kendi yaşamını, zamanını neye harcadığını sorgulamasını sağlayan bir kitap. Biraz da kitap arka sözünden kesitler yazmak istiyorum:
"Veronika her istediğine sahip görünen, renkli bir yaşam süren, yakışıklı erkeklerle gezip tozan genç bir kadın olmasına karşın mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Başarısız bir intihar girişiminin ardından, kendini bir akıl hastanesinde bulur. Üstelik çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. Zaten ölmek isteyen Veronika bu süreçte, başka dünyaların insanlarını tanırken kendi kimliğini de keşfetmeye başlar..."
Kitap hakkında o kadar sohbet etmek istedim ki bitirince... Kitaptaki başka karakterlerin hayatlarına da değinmiş yazar. Toplum tarafından sırf farklı hissettikleri için dışlanan bir grup insanın hayata geri dönüş mücadelesi bir nevi... Veronika, beni de çok etkiledi. Kitabı okurken kendi yaşantım da geçti hep gözümün önünden. Hepimiz bir anlam arayışıyla yaşarken, birçok ihtimalin içinden geçen hayatlarımıza minik anlamlar arıyoruz. Bu kitabın da okuyana iyi geleceğini kalpten söyler ve kesinlikle tavsiye ederim.
Sevgilerimle...