İnsanoğlu böyle geçicidir. Kendi varlığına en çok inandığı, sevdiklerinin anılarında ve kalplerinde derin izler bıraktığını sandığı yerlerde bile, hızla silinip gider.
Bunları umursamamam gerektiğini söyleyebilirsin ama kendisinden yararlanan aptalların kahkahalarına sabırla katlanabilecek kimse var mıdır? Ancak onların söylediklerinin asılsız olduğu ortaya çıktığında insan biraz olsun huzur bulabilir.
Dünya tüm bu saçmalıklarla dönüp duruyor ve insanlar sırf başkalarının fikirlerine olan saygılarından, kendi dileklerini ve isteklerini düşünmeden, paranın, onurun ve diğer gösterişlerin peşinden koşuyorlar. Bu tam bir ahmaklık!
"Bizler, ufacık şeylerden rahatsız olmaya hazırız. Mutlu günlerimiz pek azken, dertli günlerimiz pek fazla. Tanrı'nın bize bağışladığı güzellikleri görebilirsek, kötülüklerle baş ederken daha güçlü oluruz."
Tüm benliğimizi, tek bir muhteşem duyguyla dolması için teslim etmeyi coşkuyla arzuluyoruz. Ancak, ne yazık! Amacımıza ulaştığımızda, o zaman uzak olan şeyler yakın olduğunda her şey değişmiş oluyor.
İnsanoğlu çok monoton. Çoğu, zamanının neredeyse tamamını geçimleri için çalışarak geçirir. Ve ellerine kalan kısıtlı özgür zamanda da çok sıkıldıkları için bundan nasıl kurtulacaklarının yolunu arar dururlar. Ah, insana oğlunun kaderi!
Zavallı kalbime hasta bir çocuk gibi bakıyorum ve onu hep memnun etmeye çabalıyorum. Ancak, bu aramızda kalsın yoksa bu yüzden beni kınayacak kişiler olabilir.