Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem

İrem
@irmytm
Dumlupınar Üniversitesi
Bursa
11 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Çünkü insan kalbinde, başlangıç ile son, hayat ile ölüm arasındaki çelişkiyi uzlaştıran, yalnız ve yalnız, bilinmeyen, görülmeyen Tanrı idi.
Reklam
Herkes çocuğunu dert eder! O nedenle bizi birleştirecek tek konu çocuklarımızın geleceği meselesidir.
İki insanın birbirinin farkına vardığı andan itibaren: Söylediği, söylemediği, yaptığı, yapmadığı her şeyin anlamı vardır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.
...Altmış üç yaşındaki Akif'in vefatından üç ay sonra seksen beş yaşındaki Hamit de vefat etmiştir. Akif'in naaşı halkın katılımıyla Hamit'inkisi ise devlet töreni ile toprağa verilmiştir. Bu yüzden Akif gün geçtikçe halkın gönlünde daha da büyümekte, Hamit ise sadece edebiyat mahfillerinde Şairi Azam olarak yad edilmektedir.
Reklam
Türk edebiyatı tarihinin büyük âlimi Prof. Dr. Fuat Köprülü'nün derslerinde söylediği bir söz vardır: "Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut'u öbür gözüne koysanız, yine dede korkut ağır basar."
Her nefeste yeniden, yeniden aşkı solumak ve daha çok aşk olmak için, her an yeniden gerçeği seçersin...
Sayfa 343Kitabı okudu
Direnme, bırak gelsin. İzle, geçip gitsin.
Böyledir işte, istediğini zannettiğin değilse de ne gerekiyorsa o gelir.
Bir kere insanın kendisini ruhen huzurlu tutması, bunun için de lüzumsuz ihtiraslara kapılmaktan vazgeçmesi lazım.
Reklam
-Arkadaşlığın ne demek olduğunu biliyor musunuz? Çingene kız cevap verdi : -Evet. Kardeş olmaktır, birbirine karışmadan dokunan iki ruh gibi, bir elin iki parmağı gibi. -Peki ya aşk? diye devam etti Gringoire - Aşk mı? dedi Esmeralda. Sesi titriyor, gözleri ışıldıyordu. " Aşk , hem iki kişi hem de tek kişi olmaktır."
Mevlana'yı coşturan insan sesi değil, neydi. Neyi de insan üflüyordu ama, ney insandan çok daha farklı şeyler söylüyordu.
Süleymaniye'yi yaratan bir milletin çocukları, bugün Türk şehirlerini çirkinleştiren beton yığınlarına tahammül etmemeli, aynı teknik ve malzeme ile çağın en güzel mimari eserlerini vücuda getirebilmelidir.
Çocuklar aldatılmayı çabuk fark ederler. Önce hayret ederler. Anne babalarının kendilerine kötü ve günah diye gösterdikleri şeyleri nasıl olup da bizzat kendilerinin işlediklerini anlayamazlar. Sonuçta kendilerinde şu kanaat oluşur: "Anne-babalar böyle söyler, başka türlü davranırlar!" Bu nedenle anne-babanın sözlerine karşı çocukların güveni kalmaz. "Şunu yapın, bunu yapmayın," türünden nasihatlere artık aldırış etmemeye başlarlar. Öte yandan anne baba da çocuklarının daha küçük olmalarına rağmen kendilerine itaat etmediklerinden ve asi olmalarından şikâyet eder. Oysaki çocukların bu hale gelişinde kendileri neden olmuşlardır, ama farkında bile değillerdir.
Aydın olmak demek, modaya uygun elbise, şapka giymek ve kolalı gömlek giyinmek demek değildir. Aydın kesim, halkın beyni konumundadır. Halkımız sizi iyi bir eğitim aldıktan sonra yüksek bir gelir elde edesiniz, geceleri eğlenesiniz diye sizi o konuma getirmemiştir. Böyle olanlar gerçek aydın olmazlar. Onlar yozlaşmışlardır.
Eğer gençliğin ruhunu, bakımsız bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız orada yabani otlar ve dikenler biter. -Grigoriy Petrov