"Ağlamadan / dillerim dolaşmadan / yumruğum çözülmeden gecenin karşısında / şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı / üzerime yüreğimden başka muska takmadan / konuşmak istiyorum."
Yeni bir şey mi arıyorum, asıl o şeyi mi anıyorum? Önemli olan bu. Cüneyd-i Bağdadi "Aramakla bulunmaz, ama bulanlar ancak arayanlardır." demiş. Beni sosyalist olmaya iten etkenler Müslüman olmaya da itti. Ben aynı yol üstünde yürüyüp Müslüman oldum.
Reklam
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Diplomalar kimseye öylesine uğramaz.. modern diplomalar, "artık sahibin benim" demekten geri durmuyor.. Yine de İsmet Özel'in sözlerine kulak vermek gerekir; "bu ülkede akıllılarla konuşmak için hiçbir şeye ihtiyaç yok fakat aptallarla konuşabilmek için diploman ve paran olması lazım."
anlaşılıyor baştan beri bütün yenik düşenlerle aynı kışlaktaymışız
Sayfa 14 - Şule Yayınları - pdf
Yahya Kemal’in yapmaya çalıştığı çeşitli işlerden biri aruzla günlük dili birleştirmekti. Bu son derece modern bir davranış. Sonra Yahya Kemal konuşmalarında İslâmî inancı olmadığını, bunu sırf bir şiir tavrı olarak benimsediğini söylemiştir, öte yandan Sezai Karakoç da Müslüman bir şair, ama modern bir tavırla çıkıyor.
Reklam
Takva sakınmadır. Ama nasıl sakınma? Gücü yetmediği için, beceremediği için, üstesinden gelemediği için sakınma değil; güçlü olduğu halde, başarabildiği halde, elinden geldiği halde Allah'ın kendi hayırlarına olsun diye insanlar için koyduğu yasaklara uzanmaktan sakınmadır. Hadımları zina yapmıyorlar diye, dilsiz insanları küfretmiyorlar diye şerefli sayamayız. İnsanın şerefi kâfır olmamayı seçebilecek şuuru göstermedeki dirayetidir. Bununla birlikte, insanın yeryüzündeki konumunu haddinden fazla idealize etmemek daha doğrudur. Çünkü günahlar da insan için. Esasen müslim ve mü'min olmanın değeri insanın hiç ayağının sürçmemesi, hataya düşmemesi değil, ayağının sürçtüğünü anlayabilmesi, hataya düştüğünü görebilmesinde saklıdır. Yani insanın kulluğu aklını kullanabildiği bir alanda gerçekleşebilen canlı, hayatiyete sahip bir durumdur. Bu canlılık, bu hayatiyet içinde insan kendisine verilen emanete yaraşan bir tavrı ortaya koyar.
Tiyo Yayınları
vay ki gençtim ölümle paslanmış buldum sesimi.
Sayfa 4 - Şule Yayınları - pdf
Derin düşüncelerin filozoflarınkinden ziyade şairlerin yazdıkları içinde bulunması şaşırtıcı gelebilir. Bunun sebebi şairlerin vecd yoluyla ve imgelem gücüyle yazıyor oluşlarıdır; içimizde bilginin tohumları vardır, çakmaktaşında [kıvılcımın] olduğu gibi, filozoflar onları akıl yoluyla çıkarır, oysaki şairler imgelem yoluyla onları fışkırır ve dahası ışıldatır. Descartes
Körüm, o halde karanlık niye benden kaçıyor? Sağırım, nasıl oluyor da uğultum uzaktan beni çağırmaktadır?
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.