- Kim kazanıyor Ali bey? - Kumarda kazanan olmaz beyim. Kumarbaz istasyon, para tren ... Gelip gider
Sayfa 179Kitabı okudu
Lyovoçka'nın hayatına giren kadınlardan bir tek ben kalıcı olmuştum .. .. Ötekiler beni alt edemediler ... edemeyecekler de .
Reklam
Önsöz ...
"Şiir şuradan doğar .. .. Kendimizin olmayan bir yerde yaşamamızdan . .. ve daha ötesi ..kendimiz olmayan "zordur" " gösterişli günlere rağmen "
Tren, sadece iki saatlik bir gecikmeyle, nihayet Viyana Batı İstasyonu'na varmış; istasyon binasından öğle güne­şinin göz kamaştırıcı parlak ışığına çıktığında, Franz'ın üzerindeki o hafif melankolik hava çoktan uçup gitmişti. Bu arada başı dönmüş, en yakındaki gaz lambası direğine tutunmak zorunda kalmıştı. O anda, insanın ulu orta dü­şüp bayılması ne utanç verici olurdu, diye düşündü ken­dine kızarak.
EMİR AYŞE Yunan askeri Aydın’a doğru geldiğinde iki arkadaşı ile birlikte Menderes’in diğer tarafına geçmeye çalışan Emir Ayşe, arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması sonucunda geri dönmüş ve Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek almış, dağa çıkmış ve Yörük Ali Efe’ye katılmıştı. Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunanlarla savaşmıştı. Savaş sonrası Atatürk İstasyon Meydanı’nda Çete Emir Ayşe’nin de aralarında bulunduğu kahramanlara İstiklal Madalyası takmıştı. “Savaştım Yunana karşı, elimde kalan en değerli şey Atatürk’ün göğsüme taktığı İstiklal Madalyası'dır” demişti.
Reklam
Son İstasyon~Umutsuzluk
Paul Tillich (1952) ise umutsuzluğu ‘son istasyon’ olarak betimler. Kimse onun daha ötesine gidemez. Orada artık gelecek görünmez, yokluk mutlak zaferini kazanmıştır. Umutsuzluğun acısı, varlığın farkında olarak yokluğun gücüne teslim olmasıyla belirir. Eğer anksiyete sadece kader ve ölüm anksiyetesi olsaydı iradi ölüm umutsuzluğu savuşturmaya yeterdi. O zaman gerekli olan olmamak cesareti olurdu. Ancak umutsuzluk aynı zamanda suç ve kınanma umutsuzluğudur, içimizde yaşanmadan bekleyen bir hayatın suçunu duyarız.
Yazmak elbette yalan söylemektir. Hiçbir yazı doğrunun ağırlığına yeğ tutulmaz. Ama taşralı kızların en tabii makyajıdır yazı. Bir istasyon memurunun saçlarını ağartan sessizlikler olur bazen. Duvarlara düşen gölgelere bakar yazılar. Her ikindi vakti yazının yarattığı bir sızıdır. En siyah renk yazıdır. Beyazdan da aktır bazen. Yazmak bomboş bir dükkândır müşterisi olmayan. Beyhude bir hayatın izini sürenler yazılarla karşılaşırlar. Aşk ise okunaksız bir alınyazısıdır çoğu zaman. Annemin söylediği her şeydir yazı ve babamın ömrümü dolduran suskunluklarıdır da. Yazmak gökyüzüne atılmış bir adımdır da gök her defasında boşa çıkar. Estetik bir öfkedir ve cennetteki sıkıntıdır yazmak. Cehenneme su damlasıdır...
-Nereye yolculuk Bay Nikolayev? +Uzak diye bir istasyon olmalı..!
İstasyon
"Sonra bir düdük öter, Kesik çığlıklarla der: Burdan bildik gidenler; Yarın döner yabancı..."
Sayfa 163Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.