Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendini anlatmaya çalışma, anlamak istedikleri gibi anlayacaklar.
Demokrasinin Cinsiyeti
Seçmenlerin teftişine tabi olan hükü metler istedikleri gibi hareket edeme gecen;çoğunluk hakimiyetine sahip olan seçmenler de aptalca bir şey yapamamayacaklardır.
Sayfa 29 - MetisKitabı okuyor
Reklam
Gerçeği bilemezsiniz, çünkü neyi bilip bilmeyeceğinize gerçekler değil, birileri karar veriyor. Tarihi yazanlar sizin geçmişinizi bile istedikleri gibi yazıyorlar.
64 syf.
8/10 puan verdi
Kitap kısa bir hikayeden oluşmakta. Edebi bir eser tadı olmamakla birlikte sürükleyici bir özellige sahip kısa sürede okunacak kitaplar arasinda..Dili sade anlaşılır.. Yazarın vurgulamak istedikleri şöyle yorumluyorum, Kendisiyle satranç oynayarak kişinin içindeki benle tanışıyor ve bu esnalar arttıkça zihinsel krizler geçirmeye başlıyor. Oldukça dokunaklı geldi bana. Hayat da insanın kendisiyle oynadığı bir satranç oynu gibi değil midir.
Satranç
SatrançStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 2023238,3bin okunma
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Küresel güçlerin insanların istedikleri gibi yönlendir me çalışmaları yaparken nasıl insafsızca aileye topluma insanların değerlerine toplumların değerlerine saldırdığını gözler önüne seren bir kitap , vatanseverlerin ve bütün insanlığın okuması gerekli ve karşı tedbiri almak için bir şeyler yapması gerekli
Hekaton'la Son Tango
Hekaton'la Son TangoMustafa Merter · Ketebe Yayınları · 202384 okunma
Kaydedilenler...
SOKRATES: Hera adına, dinlenmek için güzel bir yer. Çınar yüksek ve dalları geniş bir alana yayılıyor, salkım söğüdün yüksekliğiyle gölgesi çok güzel ve çiçek açmış haliyle çevresine nefis kokular yayıyor. Islak ayaklarımdan anladığım kadarıyla çınarın altından akan şirin pınarın suyu çok soğuk. Etraftaki genç kız heykelciklerine ve heykellere bakılırsa burası Nymphelere ve Akheloos'a adanmış kutsal bir mekan olmalı. Dahasını istersen, hoş ve iç açıcı esinti tatlı yazlık ezgilerle cırcır böceklerinin korosuna eşlik ediyor. Ama her şeyden en sevimlisi, hafif bir eğimle yayılan şu gür çim. Toprağa uzandığımızda bizi dinlendiren bir yastık olacak. Demek ki sevgili Phaidros bana çok iyi rehberlik etmişsin. PHAİDROS: Ama sen de tuhaf adamsın dostum! Buranın yerlisi gibi değil, gezintiye çıkarılan yabancılar gibi konuşuyorsun. Kentin sınırları dışına çıkmadığın gibi, gördüğüm kadarıyla surların dışına da çıkmıyormuşsun. SOKRATES: Affet beni sevgili dostum. Ben öğrenmeye tutkunum ve ağaçlarla kırlar bana bir şey öğretmezken kentteki insanlar çok şey öğretir. Ama beni dışarı çıkarmanın yolunu buldun sanırım. Çünkü insanların önlerinde yaş bir ağaç dalı ya da meyve sallayarak aç hayvanları istedikleri yere götürebildikleri gibi, sen de kitaba yazılmış söylevlerle bana bütün Attika'yı ya da istediğin başka her yeri gezdirebilirsin. Şimdilik buraya geldiğimize göre çimlere uzanacağım, sen de rahat hissedebileceğin herhangi bir konumda söylevi okumaya başla.
Reklam
Ne hoş ya...
Bu üç kişinin yaptıkları şeye tam bir konuşma da denemezdi. Bırakırlardı, bir düşünce tohumu kendiliğinden filiz sürsün; sonra onun bir ağaç olmasını, ağaçtan dallar çıkmasını hayranlıkla, huşuyla seyrederlerdi. Konuşmalarının oluşturduğu garip meyvelere kendileri de şaşarlardı. Çünkü onlar başkaları gibi düşüncelerine kendi istedikleri yönü vermezler, ne fışkıran sürgünleri budarlar ne de dallara saldırırlardı.
Beyaz ingilizlerin, bu ülkede yapmak istedikleri ilk vazife, halkın iman cephesini yıkmak ve manevî ruhunu öldürmekti. Bu işe ilk olarak şüphe, gevşeme ve ümitsizlik tohumlarını taze genç dimağlara ekmek sureti ile başladılar. "Biz adam olamayız", "Bizim onlara yetişmemize ve onların yaptıklarını yapmamıza imkân yoktur..." gibi sloganlarla bu milletin moralini bozdular, maneviyatını kırdılar ve ümitsizlik bataklığına düşmesine sebep oldular. Bütün dünyada, emperyalist güçlerin istedikleri ve yaptıkları da budur. Beyaz İngilizlerin bundan sonra bu ülkede öldürmek istedikleri şey, cihâd ve askerlik ruhunu öldürmekti. Çünkü, Beyaz ingilizlerin tarih boyunca korktuğu tek şey, bu ülkenin inancından gelen cihâd ve askerlik ruhudur.
Sayfa 38
''Kendi hayatını istedikleri gibi yaşayamamış olan ebeveynler genellikle 'çocuklarının hayatıyla' yaşamak isterler. Böylelikle çocuklarını kendileri için sahip oldukları fantezilere göre şekillendirmeye çalışırlar. Bunun sonucunda çocukların özsaygısı düşer.''
Bırakalım yaşasınlar, bırakalım istedikleri gibi yaşasınlar.
Sayfa 247 - İletişimKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.