"Sevdâ teşbih kabul eder mi ey Ârif? "
diye sorduğum, başından sonuna kadar şairin deyimiyle;
"Hınca hınç mısra dolduğum" bir yolculuktu bu 50'lerde...
~
"ALLAH GİBİSİN, ŞIP DİYE BİTİVERİRSİN İÇİMDE." deyip
"SENİ TANRI GİBİ DEĞİL, TANRI KAVRAMINI LEYLÂ GİBİ SEVİYORUM." diyerek,
Leylâ'yı tanrısallaştırma sorununu "cuk" diye açığa kavuşturan şâirin; firaklı şiirleri ve mistik olmayan fakat dehşetli ve gerçek bir azapla kaleme aldığı mektupları, bu kitabın tam da içindeydi.
Yoktu böyle sevmek, beklemek, özlemek.
Leylâ'nın...
"Merhametsiz Ömrüm" dediği, Zalım Leylâ'nın kanına değil, cânına talipti bu Ârif.
Şiirin diliyle SONSUZ'du bu aşk.
Ârif'ler mi böyle severdi, yoksa Ahmed'ler mi bilemedim bu işin hikmetini fakat bu sevi #AhmedArif 'in kaderiydi.
Suskun, Kara, Uy Havar ve niceleri de bu kaderin cilveleriydi. #leylimleylim #kitaptavsiyesi