Herkes kendi inanç sisteminde yarattığı “zan”ların doğrultusunda bir “ilah” geliştirmiş yani herkesin zihninde yarattığı “Rab” onun “ilahı” olmuştur. İbn-i Arabi’ye göre; “itikad sonunda, yani dinlerin bittiği, kıyamın koptuğu anda, tüm “ilahlar” da insanların zanları ile birlikte yok olduğunda, ortada ne kalacaktır? Sadece Hakikat. Ancak insan hakikati, bedende iken tanıyamamış, keşfedememişse, yok olan ilahlarını gerçek zannetmiş ise, işte o zaman başıboş kalacak ve neye uğradığını şaşıracaktır. Şaşkınlıktan, ne yapacağını bilemeyecek hâle gelecektir. İşte aslolan, Hakikati kendi bedeninde iken bulma, tüm ilahları yani zanları öldürerek, asıl Hakikatini keşfetmektir.”
قُلْ يَٓا اَيُّهَا الْكَافِرُونَۙ De ki: “Ey Kâfirler!” (109/Kafirûn Suresi, 1) لَٓا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَۙ “Ben, sizin ibadet ettiklerinize ibadet etmem.” (109/Kafirûn Suresi, 2) وَلَٓا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَٓا اَعْبُدُۚ “Siz de benim ibadet ettiğime ibadet edecek değilsiniz.” (109/Kafirûn Suresi, 3) وَلَٓا اَنَا۬ عَابِدٌ مَا
Reklam
:D
Arif, insanlara akılları ölçüsünde konuşmalıdır. Arif, hiçbir itikad ile itikadlanmaz ancak yine toplum içinde, bir itikada bağlı olarak görünür. Çünkü bunun aksi olursa öldürülür diye özellikle belirtir İbn-i Arabi. Münafık ve kafirlikle, zındıklıkla suçlanabileceğinden, kalbini açmaması gerekir. Bu yüzden arifler, mertebelerdeki hâl ve zevklerini, birkaç cümle ile sembolleştirerek, örterek ve büründürerek aktarmışlardır. O hâl ve zevke müşahade edenlerin anlayabileceği türden ifadelerle sembolleştirerek aktarmışlardır.
İntihar Edenlerin Durumu
Ehl-i sünnet âlimleri, intihar edenin büyük günah işlediğini kabul etseler de bu kişinin dinden çıkmayacağı hususunda görüş birliği içindedirler. Fakat, "Kim intihar etmenin helâl olduğuna itikad ederek canına kıyarsa cehennemliktir" demişlerdir.
Ve en büyük itikad edeple başlar!.. Allah'ın Resûlü'ne Allah dememek şartı ile ne kadar medih varsa hepsi azdır... Gördünüz mü haddin işin haddini? Bir Sahabiye Nebî dememek şartı ile ne kadar yüceltme yapılırsa azdır. Bir Velî'ye de Sahabi dememek şartıyla ne kadar hürmet edilse az... Bunlar hep had meseleleridir. Fakat ayağına basılınca "haddini bil" diyen adamın dilindekinden farklı... Din edepten ibarettir! çok derin; bunu zevken idrâk etmek lâzım...
Sayfa 148 - 4. Baskı, Ekim 1991, II. Bölüm, İslâm Tasavvufu, BÜYÜK DOĞU YayınlarıKitabı okudu
Kâinatı abes ve gayesiz itikad eden felasife-i abesiyyun gibi kendilerini başıboş, hikmetsiz, gayesiz, vazifesiz, Hâlıksız mı zannediyorlar? Acaba gözleri kör olmuş, görmüyorlar mı ki, kâinat baştan aşağıya kadar hikmetlerle müzeyyen ve gayelerle müsmirdir ve mevcudat, zerrelerden güneşlere kadar vazifelerle muvazzaftır ve evamir-i İlahiyeye musahharlardır. Sözler - 386
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.