Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bana bir yalan söyledin ben konuyla ilgili başka birşey sorunca, arada, itiraf ettin yalan söylediğini. "Daha söylerken yapmamam gereken birşey yaptığımı anladım - sen sormasaydın da söyleyecektim bunu sana" dedin; ben de "Nasıl bilebilirim bunu?" dedim. Birşey, yavaştan, ucundan, yırtılmıştı:- Yalan, ilişkide, bir çentik açar şöyle düşün: Bir yük taşıyan bir nesnede; diyelim, balkon çiçekliğini tutan askılı bir kolda, bir çentik oluşursa, taşıdığı ağırlıktan dolayı, dokusu yavaş yavaş yırtılmağa, yarılmağa başlar-giderek, tamamiyle kopabilir. Yalan, çünkü, zaten kendi kendini çoğaltan, çoğaltmak zorunda olan birşeydir: her yalanını gizlemek için, yeni, ek yalanlar söylemek zorunda kalırsın bunun yaratacağı zedelenmeler, gedikler de, işte, öyle, sürüp gider, ve sonunda bütün yapıyı yıkacak boyutlara varabilir. Yalan ilişkiyi koparır, sonunda-
Seve seve itiraf edeyim sana, zira bu konuda bana söyleyeceğini biliyorum, çocuklar gibi gününü gün eden, oyuncak bebeklerini yanlarında sürükleyen, soyup giydiren, annenin şekerli ekmeği sakladığı dolabın çevresinde büyük bir saygıyla sessiz dönenen, arzu ettikleri şeyi en sonunda ele geçirince, avurtlarını şişire şişire yiyerek, daha daha! diye bağıranlar en mutlu kişilerdir. - Bunlar mutlu yaratıklar. Paçavra uğraşlarına ya da giderek kendi meraklarına muhteşem isimler vererek, bunları insansoyuna onların iyiliği ve refahı diye satanların da keyfi yerindedir. - Ne mutlu, bunu yapabilene! Ama huşu içinde bunun insanı nereye götürdüğünü görense, tuzu kuru vatandaşın, kendi küçük bahçesini budayıp cennete çevirdiğini, mutsuz olanın bile, sırtındaki yükle ahlayıp oflayarak ilerlemeye çalıştığını ve hepsinin, şu güneşin ışığını bir dakikacık daha uzun görmek için aynı isteği duyduğunu bilense -evet, o sakindir ve kendi içinde kendi dünyasını kurar ve bir insan olduğu için, o da mutludur. Sonra, ne kadar darda olsa bile, yüreğinde yine hep özgürlüğün ve istediği zaman bu zindanı terk edebilmenin tatlı duygusunu taşır.
Sayfa 12
Reklam
... İtiraf et, aşk esastır İstersen en dibe bastır Küllerinden doğar her gün Her ölüm bir süre yastır
Sayfa 76 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Şahidi yok zannettiğin suçların hiç düşüveriyor mu zihnine ve sen belki bir gecenin karanlığında ya da bir insan yalnızlığında, yine kimse yok sandığında kendine kendini itiraf edebiliyor musun?
İtiraf etse de, etmese de herkes sevgiyi arıyor... Ama sadece bazıları bu arayışın şuurunda.
Sayfa 17 - Nesil YayınlarıKitabı okuyor
Size itiraf edeyim: Ben fazla bir Avrupalılıktan pek hoşlanmam; bazan Anadolu türkülerini dinlemekten sonsuz hazlar duymuşumdur.
Reklam
Nadir bir zeka kendini yok ederse bu divaneliktir,sıradan bir zeka kendini geliştirmezse bu ahmaklıktır.
"Onu çok seviyorum" dedi, "Ama bunu kendisine hiçbir zaman itiraf edemedim."
Sayfa 16 - Nesil YayınlarıKitabı okuyor
İmam, cemaatten haklarını helâl etmelerini isteyince öyle bir içtenlikle helâl etti ki, duyanlar, yaşlı adamın yüreği koptu sandılar. Oysa karısını sevdiğini bile bilmiyorlardı. Çünkü sevgiyi itiraf etmeyi "zaaf" sayan bir törenin çocuğuydu. Anlayacağınız standart erkeklerden biriydi.
Sayfa 13 - Nesil YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ahlat ahların ağacıydı, Yaşlanmaya başlayanların, İtiraf edilememiş aşkların, Evde kalmış kızların. Ahlat ahların ağacıydı, Cezayir nasıl cezaların ülkesiyse, Öyleydi işte.
Sayfa 20 - Metis yayınları
Keşke imkan olsaydı da herkes, hepimiz, benliğimizin en gizli köşelerini olduğu gibi açığa vurabilseydik; başkalarına, hatta en yakın dostlarımıza, sırası gelince kendimize bile itiraf etmek etmekten çekindiğimiz ne varsa, hepsini korkmadan ortaya dökebilseydik, dünyayı saracak pis kokudan hepimiz boğulurduk.
Ne telefona gidiyor elim ne farkındayım günün güneşin Her yanım nazlı gülüşün, gül yüzün Görmez oldum senden başka Hiçbir şeyi iki gözüm Ki ben...
Sayfa 81 - Tenlerin seçimi-2009Kitabı okuyor
312 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Okuyuuunnn !!
"Vazgeçmek üzere olduğunu hissettiğinde neden başladığını hatırla." Vazgeçmek ne kadar kolay değil mi ? Hatta o kadar ki kendinden bile vazgeçebilen insanlar var . İş ki en ufak bir zorluk çıkmasın karşısına. İtiraf ediyorum zaman zaman bu duyguyla ben de cebelleşiyorum ama ... Aklını başına topla kızım diyorum o zaman , hedefini asla unutma. Görüyorsunuz bir cümle bile nasıl içimi döktürdü hiç hesapta yokken. İşte caaanımmm
bibliyofil okuur
bibliyofil okuur
un tanışmamda vesile olduğu yayınevinin şu ana kadar okuduğum istisnasız tüm kitaplarında kendimden bir parça bulup bu moda geçiyorum ister istemez !! Şimdi gelelim duygu fırtınası estirecek sevgili yazarımız
Maud Ankaoua
Maud Ankaoua
nın son eserine . Karımdan ha bugun ha yarın ayrılıyorum sözlerinin de etkisiyle evli patronuyla yasak ilişkisini ısrarla sürdüren sevgili avukatımız Constance sana bir çift lafım var. Yakınımda olsaydın kendine gelmen için hak ettiğini yapardım !! Neyse sonunda yolunun yol olmadığı , kendi kendini körelttiğin kafana dank etti de rakip firmaya iş başvurusunda bulundun. Yalnız bu firmanın bir şartı var. İşe başlamadan önce , kurayla seçtiği yere gidip üç aylık eğitim alacak. Constance ' in şansına da şehirden uzak hacı yolu olarak da bilinen yolu yürüyerek aşılması çıkar. Sözleşme imzalandığı için önceden vazgeçemiyor en az 1 hafta da olsa bu yola girmesi gerekiyor. Arkadaşlarının da motivasyonu ile bu yolculuğa çıkmaya karar verir aslında kendi benliğini bulmak üzere çıktığını bilmeden.. Külliyatını tamamlamaya 1 eserinin kaldığı yazarımızın kaleminin büyüsüyle tanışmak için daha fazla beklemeyin derimmm !! Şimdiden keyifli okumalar..
Artık Bensiz Asla
Artık Bensiz AslaMaud Ankaoua · Yan Pasaj Yayınevi · 202381 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.