Kalamış
Münir Nurettin Selçuk’un aziz hatırasına…
Kalbim ömrünü nihayete vardıracak kadar huzursuz bir halde atarken ve ay göz alıcı parlaklığıyla karanlık ruhları aydınlatırken taşlı sokakta yürüdüm. Topuklardan gelen tıkırtılar, cırcır böceklerinin sesleriyle raks ediyordu. Perdesi örtük evlerden yayılan sarı sıcak renkler, kurumaya yüz
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
Kimse bana iyi geceler dilemiyor. Benim dileklerim ise yankısız, karşılıksız kalıyor, kendimi yalnız hissediyorum. Tehlikede miyim?
Beni Afrikalı saymadıklarını biliyorum. Acaba kot pantolon giydiğim için mi, yoksa sadece iki çocuk doğurduğum için mi? Ayrıca kocama baskın çıktığımı ve günün birinde onu terk edeceğimi söylüyorlar. Çünkü erkekler açık kadınlardan hoşlanmaz; hele parası, beyaz dostları, bir de Pierre Cardin marka gözlüğü varsa, hiç hoşlanmazlar..