Yorulmuşsundur. Bazen boş gün yaratırsın kendine. Bugünkü boş günden hoş bir şey çıktı. Bu başıboşluğa ortak edecek birilerini de buldum. Bakınız, aşağıda:)
(Kiminizden bahsetmeyi unutmuş olabilirim, yazım yanlışı yapmış olabilirim; dedim ya boş günüm. Hoş görün.😊)
Ece Temelkuran’ın BU DA GEÇER’inden rastgele, şansınıza
Biliyorum, şu anda bu satırları okurken çoğunuz bana öfkeleniyorsunuz. Çünkü beni takip edenler ve takip ettiklerimin katıldığı konular olurken, katılmayanların, karşı gelenlerin kızdıkları hususlar çok daha fazla olabiliyor.
Anlamadığım ara sıra tepki vererek yorum yazdığım bana rahatsızlık veren hususları affınıza sığınarak belirtmek istedim.
¶¶Ölmek istemiyordu. Hayat güzeldi. Güneş ısıtıyordu. Ama ya insanlar?¶¶
Mrs. Dalloway
¶¶Bir sanat eseri, bir metin, ister bir saati, ister üç saati isterse de yalnız bir günü anlatır.¶¶
Aristoteles
Saatler (The Hours) kitabını tavsiye üzerine uzun zamandır okumak istiyordum. Farkında olmadan ilk filmini izlemiştim ve çoğu zaman kitaptan uyarlanan
¶¶Bu kadar bunca yakışıklı varlık varıp gelmiş buraya
Ne güzel şeymiş meğer insanlık
Böyle dünyalıları olan
Yaşasın bu yaman, bu cesur yeni dünya¶¶
Naptın sen Shakespeare?! Öyle bir tirad ki üstüne kitap yazıldı, yeni bir dünya inşa edildi, ütopik yaşamlar, düşünceler var oldu.
Yeni Londra 'ya hoşgeldiniz.
°özel hayat yok
°aile yok
°tek eşlilik
Seride sona yaklaşırken Kayıp Zamanın İzinde’ye dair birkaç kelam etmek istedim. Bu seriye başlamak isteyen ve cesaretini toplayamayanlara, okumaya başlayıp yarım bırakanlara, “ay herkes de tutturmuş Proust da Proust, zorunda mıyım karşim” diyenlere de laf atarım diye düşündüm:)
Romalılar, kardeşlerim.. 3148 sayfaya bakıp bakıp, “bu sevda bitmez”
Yeşim Uzundal 'ın iletisinde görüp okumaya karar verdiğim bu hem sevindirici bir o kadar da üzücü eserin incelemesini yapmak benim için biraz buruk olacak. Sevindirici yanı okuma imkanına sahip olmuş olmam, fakat üzen kısmı gerçekten kifayetsiz kalıyor tüm belleğim..
Konuya dair bilgilendirmeler diğer incelemelerde yapıldığından buna değinmeden
İzle beni, okur! Kim dedi sana, bu ölümlü dünyada bağlılık üzerine kurulu gerçek, sonsuz aşk yoktur diye! O yalancının pislik kusan dili koparılsın.İzle beni sevgili okur, yalnız beni! Böyle bir aşkın var olduğunu sana göstereceğim!
İzle beni, okur! Kim dedi sana, bu ölümlü dünyada bağlılık üzerine kurulu gerçek, sonsuz aşk yoktur diye! O yalancının pislik kusan dili koparılsın! İzle beni sevgili okur, yalnız beni! Böyle bir aşkın var olduğunu sana göstereceğim!
Kim dedi sana, bu ölümlü dünyada bağlılık üzerine kurulu gerçek, sonsuz aşk yoktur diye! O yalancının pislik kusan dili koparılsın.İzle beni sevgili okur, yalnız beni! Böyle bir aşkın var olduğunu sana göstereceğim!
İzle beni, okur! Kim dedi sana, bu ölümlü dünyada bağlılık üzerine kurulu gerçek, sonsuz aşk yoktur diye! O yalancının pislik kusan dili koparılsın. İzle beni sevgili okur, yalnız beni! Böyle bir aşkın var olduğunu sana göstereceğim!
Kim dedi sana bu ölümlü dünyada bağlılık üzerine kurulu gerçek, sonsuz aşk yoktur diye! O yalancının pislik kusan dili koparılsın. İzle beni sevgili okur, yalnız beni! Böyle bir aşkın var olduğunu sana göstereceğim!
İzle beni, okur! Kim dedi sana, bu ölümlü dünyada bağlılık üzerine kurulu gerçek, sonsuz aşk yoktur diye! O yalancının pislik kusan dili koparılsın.İzle beni sevgili okur, yalnız beni! Böyle bir aşkın var olduğunu sana göstereceğim!