"Gece dünyayı siyah bir palto ile örttüğünde, karanlık ne kadar yoğun olursa olsun, küçük gezegenimizin ancak yarısını kısa bir zaman için karanlıkta bırakır. Oysaki tüm evreni canlı tutan bir ışık hep vardır ve ruh her sabah uyandığında dünyanın aydınlanacağını bilir. O halde üzüntü, acı ve talihsizliğin karanlık gecesi ruhunuza çöktüğü zaman yorgun ve kararsız adımlarla sendeleyeceğinizden ve kendiniz ile neşe ve mutluluğun sonsuz ışığı arasındaki kişisel arzularınızı gölgeleyeceğinizden emin olun. Etrafınızı saran karanlık sizin gölgenizdir, bir başkasının ya da bir başka şeyin değil."
Kafanızdan geçen her düşünce dışarı gönderilen bir enerjidir, doğası ve yoğunluğuna göre ona açık zihinlerde kendine mesken arayacak ve üzerinizde iyi ya da kötü etkide bulunacaktır.
Fakirlerin olduĝu kadar zenginlerin de istenmeyen koşulları vardır ve çoğu zaman yoksullardan daha çok mutluluktan uzaktırlar. Burada mutluluğun dış varlıklardan değil, içeriden gelen yaşama bağlı olduğunu görürüz.
Tek bir çalışanını kovmak zorunda kalmayan tanınmış ve nüfuzlu bir işveren şöyle demiştir: "Çalışanlarımla her zaman çok mutlu ilişkilerim oldu. Bunu nasıl sağladığımı sorarsanız, tek amaç olarak onlara kendime davranılmasını istediğim şekilde davrandığımı söyleyebilirim."