"Sabah, duyulan ezan sesiyle yüreğin ürpermesi ve şükrün başladığı 'an'dır. Diğer bir tabirle şükür tohumlarının birer birer yüreğimize düştüğü 'an'ın başlangıcıdır. Gözlerine kan oturmuş, o sesi duyana kadar kâğıdına tek bir harf bile koyamamış yazarın buhran hâlinden çıkmasına vesiledir. Atalarımız, 'Erken kalkan yol alır.' demişler. İşte yola çıkmaya niyet edenlerin katettiği yoldur sabah. Kimileri tohumlarını yeşertip büyütme telaşına düşer, kimileri ise tohumundan habersiz yaşar. Aslında zaman, herkes için aynı akar. Günün birinde yüreğindeki çalıları sulamaya kalkacak olanlar, elleri kanlı o sesi arayacaklardır."