Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Acemi bir hırsız gibi kaçırdığın bakışlarınla Bakışlarımın kesiştiği o kısacık anda gördüğüm gözlerin Mariana Çukuru'nda iki kara kutu, Ürkütücü derin ve gizemini içinde taşıyan siyah.
Beş liranın üstünü bile sayıp alıyorum ben, sonra kendime sinir oluyorum. Ya arkadaş ne kadar yanlış verebilir ki ya! Nasıl bir hata benim mali durumumu etkileyebilir 5 lira üzerinden.
Reklam
Şimdi bir yolculuğa çıkıyoruz birlikte. Ben mi onun gölgesi, o mu benim? Hangimiz yerini arıyor? Bir boşluk... Bir çöl... Hira'ya çıkan Muhammed'i arıyoruz. Söz uçuyor. Ben mi? Dizede yerini bulan bir sözün de mutlu olduğunu görüyorum.
Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir yolundaki herhangi bir insanın bana yaptığına bak. Onca duygu, onca hatıra kattıkları. Onca manzara geriye kalan. İşte bu yüzden yollara çıkmalı insan, arşınlamalı dağ bayır, rüzgâr nereye götürürse. Ve çok sevmeli inadına. Kırılacağını bile bile sevmeli. Gözünün içine baka baka sevmeli. Bir yaprağın gözüne, suyun gözüne, taşın gözüne, toprağın gözüne ve bir insanın gözüne meydan okur gibi bakmalı. Bir şarkı da diyor, kim dedi her şey yoluna girecek diye. Girmeyecek ki sebep olsun yolculuklara. Kat yoluna ne varsa. Kıyıdan uçan bir yaprağın, rüzgâra ayak uyduran dalgalara kendini bırakması gibi bırak kendini hayata. Bir yol, bir iyilik, bir rüzgâr, bir deniz, bir toz bulutu, çam kokusu ve bir sevme hikâyesi, manzaralarım, yol arkadaşım hafızam.
Bir mavi özgürlük diliyorum kalplerinize, ön yargıyla yaklaşmayan düşünceler, doğrularınızı tartışmayan zihinler, iyiliğinizi test etmeyen kalpler diliyorum. Dürüstlüğünüzü kanıtlamak zorunda kalmadan anlayan gözbebekleri diliyorum size derin derin bakan. Kendine dev başkalarına zırnık kadar olan sevgisini size vermeye korkkandan korunsun kalpleriniz. Tüm yolların kendine çıktığını sanandan savursun da yoldaşınız olana ulaştırsın sizi rüzgâr. Bir gülücüğün iyileştirdiğini bilene, ağlamanın tadına varana yanaştırsın anlar.
Yol bitti. Hissi kaldı yine hatırlanmak üzere, yarınlarda, günlerden bir gün, anlardan bir anda. Denize kavuşmak isteyen her dere gibi çıkacak elbet yolumuz kendi denizimize. Neyi seversin sen düşündün mü?
Reklam
Büyüyen hayatlarımız küçük iyiliklerimizi esir almış. Zamanın koşan kısmına esir olmuş bizim hayatlarımız. Bu iki çehre zamanın, inadına duran akmayan yerinde, öylece direnmekte.
Düşünüyorum: Sıradışı ve aykırı bir şair, yer yer deneysel metinler yazan, edebiyatın birçok alanında eserler veren ve üstelik edebi türler arasında sınır ihlalleri yapan bir şair nasıl oluyor da kendisinden bir ve hatta iki kuşak sonraki şairlerle bile bu derece temas kurabiliyor?
Ölmedik henüz ey dost. Henüz başkası için de düşünmenin, telaş etmenin, endişelenmenin tadını çıkaranlar var. Hâlâ derin derin nefes çekecek çok sebep var.
zalim bir şey var insanların birbirine benzeyen dış görünüşlerinde. yüzler aynı. bütün eller aynı yenilgiden çıkmış. bütün ayaklar aynı yolu çürütmüş..
Reklam
şu an bir ağacın sırtında yan yana oturabilseydik. sen kitabını okurken, ben tutup arsızlığımla öpseydim boynundan. annemin hiç ölmeyeceğinden, doktorun bana dediklerinden bahsetseydim. ölmenin o kadar da kötü bir şey olmadığını, güvercinlerin esmerliğinden, çocuğun ağzıyla dünyayı sevişinden, annenin bembeyaz bakan gözlerinden anlatsaydım. tam da bir şey gelip içimdeki bütün şeyi parçalıyor. güvercinler gurulduyor. senden ses yok hâlâ.
Yüzüm uzun süredir böyle kırışmamıştı gülerken. Sevdim oluşan bu çizgileri, gerçekliklerinden ötürü. Ben her zaman gülücüğün insanı iyileştirdiğine inandım.
"Doğum tarihimi insanlık tarihine dahil etmeyin sakın. Ben gezerken sadece teğet geçtim dünyadan"
El yazısı güzel adamlardan hep korkmuşumdur. İçlerinde bir sinsilik gizlidir sanki de onu gizlemek için güzel yazarlar.
"Varlığından ürettiğim sevgimi -sen tüketmeyi kabul etmediğin için aynı duyguları bana yaşatacak biriyle karşılaşana kadar dondurup saklayacağım."
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.