Oğuz Kağan: Büyük Oğuz Boyunun kurucusu olan ve ona adını veren kahraman. Oğuzlar Doğu Türklerine mensuptur ve bu arada Selçuklu ile Osmanlı Hanedanlıklarının kurucularıdırlar. Oldukça yeni aktarımlara göre, Oğuz Kağan Yafes'in oğlu olan Türk'ün soyundan gelmektedir. Doğaüstü kadınlarla yapmış olduğu iki evliliğinden altı çocuğu olur: Kün (güneş), Ay, Yıldız, Kök, Dağ ve Deniz. Bunlar altı kolu oluşturur ve bunlardan da yine yirmidört Oğuz boyu doğar. Her ne kadar adı "collostrum" olarak yorumlandıysa da (halka özgü etimolojiye göre, annesinin yalnızca ilk sütünü içmek istemiş), kendisi "genç bir boğa" beyidir. Ne var ki, o farklı hayvanların karakteristik özelliklerini taşımaktadır: bir boğanın ayakları, bir Kurdun sağrısı, bir samurun omuzları, bir ayının göğsü, ve tüm vücudu kıllarla kaplıdır. Dolayısıyla o erdişi bir yaratıktır, belki de farklı ataların bir ongun resmidir.
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
Reklam
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum. _Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür. _Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
"Şapka için Hamidiye Rize'yi bombaladı!" yalanı da Necip Fazıl'dan ilham alınarak üretilmiştir. Necip Fazıl'dan okuyalım: "Rize: Güneysu nahiyesi… Sabit Tarakçıoğlu adında gayet itibarlı, kafası ilim ve kalbi vecd dolu bir vaiz halka hitap ve şapkanın din gözünde mahiyetini izah etmekte… Heyecan… Camiden çıkan yığın
Sayfa 173 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
“Sultan İbrahim Han”, “Deli İbrahim” olarak da bilinir. I. Ahmed ile Rum asıllı cariye kökenli Kösem Mahpeyker Valide Sultan'ın küçük oğlu, IV. Murad'ın öz kardeşidir. (...) 8,5 yıllık saltanatı boyunca Girit seferi, Azak'ın kuşatılması, Karadeniz kıyılarına Kazak korsanların baskınları, Anadolu'da Celalî ayaklanmaları,
Sayfa 282 - 18- Sultan İbrahimKitabı okudu
Reklam
Oğuz Kağan. Büyük Oğuz Boyunun kurucusu olan ve ona adını veren kahraman. Oğuzlar Doğu Türklerine mensuptur ve bu arada Selçuklu ile Osmanlı Hanedanlıklarının kurucularıdırlar. Oldukça yeni aktarımlara göre, Oğuz Kağan Yafes'in oğlu olan Türk'ün soyundan gelmektedir. Doğaüstü kadınlarla yapmış olduğu iki evliliğinden altı çocuğu olur: —»Kün (güneş), —»Ay, —»Yıldız, —»Kök, —»Dağ ve Deniz. Bunlar altı kolu oluşturur ve bunlardan da yine yirmidört Oğuz boyu doğar. Her ne kadar adı "collostrum" olarak yorumlandıysa da (halka özgü etimolojiye göre, annesinin yalmzca ilk sütünü içmek istemiş), kendisi "genç bir boğa" beyidir. Ne var ki, o farklı hayvanların karakteristik özelliklerini taşımaktadır: bir boğanın ayakları, bir —»Kurdun sağrısı, bir samurun omuzları, bir ayının göğsü, ve tüm vücudu kıllarla kaplıdır. Dolayısıyla o erdişi bir yaratıkür, belki de farklı ataların bir ongun resmidir. Oğuzname için bkz. kaynaklar. Abu-'l-Gazi Bahadur Han, Şecere-i Türk (Desmaisons, Histoire des Mongols et des Tar-tares, St. Petersburg 1871 ve 1874). Şecere-i Terakime (Kono-nov, Rodoslovnaja Türkmen Sotcinenije Abul Ghazi, Mos-kau-Leningrad 1958). Raşid-ad-Din Fadlallah, Radloff, Das Kudatku Bilig [Kutadgu Bilig], cilt 1, s. 15. D. Sinor, Sur la leğende de l'Oguz Qagan [Oğuz Kağan Efsanesi Üzerine], Bericht des 11. Orientalistenkongresses, Paris 1948, s. 175. L. Bazin, Notes sur les mots Oghuz et Türk [Oğuz ve Türk Sözcükleri Üzerine Notlar], Oriens, VI, 1953, s. 315-22.