Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
... insanî duygu ekonomik faktörden önce gelecektir.
Çocuklar için, yetişme yaşına kadar, sadece bilgice yetiştirilme değil, ahlâk ve iradece de güçlendirilme temel alınacaktır. Isparta veya Hint biçimi değil, islâm biçimi "çile" doldurulacaktır. Cimrilik değil, tutumluluk öğretilecektir onlara. Bu tutumlulukları, israftan onları koruyacak, fakat cömert olmalarına engel olmayacaktır. Özveri tutkusu aşılanacaktır onlara. Onlar hayırlı işlerde yarışanlar olacaklardır. Her işlerinde Tanrı rızasını gözeteceklerdir. Merhametli olacaklardır. Ama bu kalb yumuşaklığı, inkârcılar ve islâm ve insanlık düşmanlarıyla çarpışmalarında kaya gibi sert ve dayanıklı olmalarına engel olmayacaktır. Sadece insanlara değil, hayvanlara karşı da acıyıcı ve koruyucu olacaklardır. Ağaçlar ve bitkilere de. Bu tutumlarında da insanî duygu ekonomik faktörden önce gelecektir.
Sayfa 46 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Üçüncü lem'a
Bak, şu kâinat-ı seyyalede, şu mevcudat-ı seyyarede cevelan eden zîhayatlara! Göreceksin ki bütün zîhayatlardan her bir zîhayat üstünde Hayy-ı Kayyum'un koyduğu çok hâtemleri vardır. O hâtemlerden bir hâtemi şudur ki: O zîhayat, mesela şu insan, âdeta kâinatın bir misal-i musağğarı, şecere-i hilkatin bir semeresi ve şu âlemin bir çekirdeği gibi ki enva-ı âlemin ekser numunelerini câmi'dir. Güya o zîhayat, bütün kâinattan gayet hassas mizanlarla süzülmüş bir katredir. Demek, şu zîhayatı halk etmek ve ona Rab olmak, bütün kâinatı kabza-i tasarrufunda tutmak lâzım gelir. İşte eğer aklın evhamda boğulmamış ise anlarsın ki bir kelime-i kudreti mesela, "bal arısı"nı ekser eşyaya bir nevi küçük fihriste yapmak ve bir sahifede mesela, "insan"da şu kitab-ı kâinatın ekser meselelerini yazmak hem bir noktada mesela, küçücük "incir çekirdeği"nde koca incir ağacının programını dercetmek ve bir harfte mesela, "kalb-i beşer"de şu âlem-i kebirin safahatında tecelli ve ihata eden bütün esmanın âsârını göstermek ve bir mercimek tanesi kadar mevki tutan "kuvve-i hâfıza-i insaniyede" bir kütüphane kadar yazı yazdırmak ve bütün hâdisat-ı kevniyenin mufassal fihristesini o kuvvecikte dercetmek, elbette ve elbette Hâlık-ı külli şey'e has ve bu kâinatın Rabb-i Zülcelal'ine mahsus bir hâtemdir.
Reklam
Kalb , ilham ve vesvesenin kaynağıdır. Ebedî olarak melek ve şeytandan ibaret olan iki dâvetçi tarafından kapısı çalınır.
Dünyayı ve ondaki mahlûkâtı mana-yı harfiyle sev. Mana-yı ismiyle sevme. "Ne kadar güzel yapılmış" de. "Ne kadar güzeldir." deme. Ve kalbin bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü bâtın-ı kalb, âyine-i Samed'dir ve O'na mahsustur. اَللّٰهُمَّ ارْزُقْنَا حُبَّكَ وَ حُبَّ مَا يُقَرِّبُنَا اِلَيْكَ de. Hanımlar Rehberi
Sayfa 82 - RnkKitabı okuyor
Vicdan Tevhidi İster
Sâni-i Zülcelâl marifetini kalb-i beşere dâimâ tecelli ettiriyor. Akıl gözünü kapasa da, vicdânın gözü dâimâ açıktır.
Sayfa 19 - EnvarKitabı okuyor
Şekle aldanan sufiler
Bir kısım sûfiler sözlerle, kılık kıyafetle ve dış şekille gurura kapılmışlardır. Giyim kuşam biçimleriyle, konuşmaları, edepleri, âdetleri, istilahları; semâ ve raksta ortaya çıkan halleri, taharet, namaz, başlarını öne eğerek seccade üzerinde oturmaları, derinden nefes alarak düşünceli gibi başlarını göğüslerine yaklaştırmaları, alçak sesle konuşmaları ile bağırışlarıyla vs. sâdık sûfilere benzerler. Böyle davranmanın kendilerini kurtaracağını zannediyor, nefislerini mücâhede, riyazet, kalb murakabesi ve dış ve içlerini görünen-görünmeyen günahlardan arındırmaya tâbi tutmuyorlar; halbuki bütün bunlar tasavvufun kâidelerindendir. Sonra onlar harama, şüpheli şeylere ve yöneticilerin mallarına hücum ediyorlar. Ekmek, para, meyve... için yarışıyorlar; zerre kadar değeri olmayan şeyler için birbirlerine hased ediyorlar; arzuladıkları bir şeye karşı çıkılınca birbirlerinin şeref ve haysiyetlerine saldırıyorlar. Bunların aldanmaları açıktır; kahramanların, savaşçıların ve cesaret sahiplerinin isimlerinin kitaplara geçtiğini duyunca, savaşçı kıyafetine bürünüp sultana vararak kendisini takdim eden yaşlı bir kadın gibidirler: Durumu anlaşılınca ona: 'Sultanla alay etmekten utanmıyor musun? Onu filin yanına atın!' denilerek filin yanına atılır ve fil de onu öldürünceye dek ayağının altında çiğner.
Reklam
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
Bir kalb duracaksa O benim kalbim olsun Sınırları belli insan ömrünün çünkü Ama senin yaşını Ölüm saatini kim bilebilir Şanı yüce Tanrı'dan başka
Bir kalb duracaksa Acıdan ve ıstıraptan O benim kalbim olsun Senin kalbin değil
Evet, kalbin mercimek kadar bir sandukçası olan kuvve-i hâfıza, bir kütüphane hükmünde binler kitap kadar yazı, içinde yazılması gösteriyor ki kalb-i insan, kâinatı içine alabilir ve o kadar muhabbet taşıyabilir.
Reklam
İşlediğimiz herbir günah, kafamıza giren herbir şüphe, kalb ve ruhumuza yaralar açar.
Abbas
Haydi Abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalb ağrısı. Şu ağacın gölgesinde olsun; Tam kenarında havuzun. Aya haber sal çıksın bu gece; Görünsün şöyle gönlümce. Bas kırbacı sihirli seccadeye, Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana. Katıp tozu dumana, Var git,
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Bu gemi seni yükünle beraber alır Teslim ol depoda sanada yer kalır Rızık telaşıyla insan nereye varır SABIRdan TEVEKKÜLe geçilmezse Bugün var ise HAK kerimdir yarına Bizde o gemideyiz söyle bunu yârına Kul olamazsın gafil bakarsan vârına ŞÜKÜRden derin FİKİR türetilmezse Söz ağızdan çıkmasın diye dişler engel Düşünsene mide niye vücuda pergel Halkada yer var ölmezsen bir daha gel ZİKİR kalb ile derinden birleşmezse
Kuşlar
Sohbeti kitaplarda bulan gezmezmiş Kalb gözü kapalıysa gafil sezmezmiş Boş duranı ALLAH sevmezmiş Beni yalnız bırakmayın kuşlar Kader bir senin bir onun elinden tutmuş Geçmişi er yada geç herkes unutmuş Güneşe perde ama yağmurlu bulutmuş Nazlı yardan bir haber verin kuşlar Her kışın sonu elbet bahar O yakınlığın cilvesi hisler var Herkesin nasibi kulak verdiği kadar ALLAH aşkına susmayın kuşlar
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.