Ve herkes çekilmiş şehirden,
Bir ben kalmışım gecenin ayazında gibi.
İnsanlar çekilmiş, birazda kuşlar, arabalar,
Matemli bir keman teli gibi gergin gecede,
Gökleri yaran sükutla kolkolayım sokaklarda.
Bayram diyor yan evin penceresinden kısık sesli radyo.
Öpülesi elleri arıyor dudaklarım.
Maziyi hatırlatıyor usulca aklım.
Sahneye geliyor apansız eski bayramlarım.
Yeni bir dünyaya uyanacakmışçasına şen,
Ve bir o kadar heyecanlı geceleri anımsıyorum.
Sahi neydi bayramın sırrı,
Neydi, bayramı bayram yapan o girift payanda,
Neydi, çocukluğun masumluğundaki o esrar perdesi.
Büyümek sessizlikti yalpalayan sokaklarda.
Akıllanmak saklanmaktı kalbin dalgalarında.
Ve yaşayamamaktı o bayramları bir daha;
O bayramlar uyanmaktı, geç kalmaktı,
Yastık uçlarında bekleyen esvaplardı.
Bayramlar, bayramlara kaldı.
Mazinin hülyaları en iyi şekerleri veren,
Komşuların tabaklarında kaldı...