Kitabı okuyup bitirdikten sonra bir şeyler yazmak için suların durulmasını beklemek daha iyi oluyor. Bitirdiğim gibi yazsaydım biriken duygu selini etkisinde olacaktım. Şimdi daha objektif ve tutarlı şeyler yazabilirim kanımca :)
Kitabın kısaca; sonlara doğru öğrendiğimiz trajik bir olaydan sonra fazla konuşmayan sessiz bir kişiliğe bürünen ve
Çocukluğumdan beri sevdiğim, hala severek izlediğim bir çizgi dizidir.. Tabi bunun için Hayao Miyazaki'ye ve Takahata'ya sevgilerimi sunarım..
Howl'un Yürüyen Şatosu adlı kitabın çizgi filminde çok ince detayları işlemişti Hayao.. (Howl'un kırdığı yumurta, kullandığı pastırma sayısı kitapla birebir aynıydı) Aynısını Heidi'de de gördüm.. Kulübeye ilk gelişince büyükbabasının onun için sandalyeyi masa olarak kullandığı, yiyecek olarak tercih ettikleri her şey birebir aynıydı..
Gelelim kitaba.. Kitabı az çok hepimiz biliyoruz.. Alp'lerdeki Kız diye de geçer.. Heidi, ebeveynleri ölmüş bir kız çocuğu ve teyzesiyle kalıyor.. Teyzesi yeni bir iş bulup geçici süreliğine onu kendisinden sonraki tek yakın akrabasına, büyükbabasına götürüyor..
İncelemeye değer gördüğüm nokta şu: Heidi'nin sürekli Allah'a dua etmesi ve her türlü sıkıntı, keder için O'na dua etmeyi sık sık dile getirmesidir.. Buradan yola çıkarak yazarın küçük çocuklara birer dini mesaj verdiğini görebiliyoruz..
Kalpleri ısıtan bu güzel öyküyü okuyup Alp'lere kaçabilirsiniz..
HeidiJohanna Spyri · Karbon Kitaplar · 20164,997 okunma
"Güneş karşısında eriyen kar gibi, bu soğuk iklimin insanları Risale-i Nur'un
kalpleri ısıtan nuruna muhattab oldukça adeta eriyor ve şekil değiştiriyordu."