Ümmetçiler için namus yalnız apış arasına bağlı çirkin bir nesnedir ve bununla yürüyen hayatın, sosyetenin yükseliş ve genişleyişinde bir ilgi yok iken o, yalnız bu anlamda anladığı ahlaka bağlı kalmıştır.
Japonya'ya iki atom bombası atıldı ve 20 yılda ayağa kalktılar.
Bu topraklara ise Kamalizm(CHP) bombası atıldı; 100 yıldır üçüncü dünya ülkeleri liginde oynuyoruz...
Ne olursa olsun yapmacık bir dil, bir ulusun özüne, ruhuna uygun olmadığı için ne kadar yayılırsa yayılsın, ne kadar koruma, himaye görürse görsün bir ulustan duygu ve düşüncelerini anlatamaz.
M. Şeref Aykut, 'Kamâlizm' isimli bir kitap bile kaleme almıştır.
O kitaptan bir cümle: "Kamâlizm... yalnız yaşamak dinini aşılayan ve bütün prensipleri ekonomik temeller üzerine kuran bir dindir!"
Türkün ulusal heyecanı çok derindir, çok kuvvetlidir. Halbuki Arabı tutuşturacak kadar vaadler dolu İslam dini tam Araba yakışan bir dindir. Çöller beyin kavuran ateşleri ortasında tasavvur edilen yeşil bahçeler, her yanından sular fışkıran, çaylar akan uçmak hayalleri, cennet tasavvurları Arabı tutuşturmağa yetişiyordu. Bunun için Arap kızgın çöller ortasında cennetin yeşilliklerini düşünerek yürüyordu. Türk ise İlahiyatsız olduğu için bunları düşünmedi. Arap çarpışmadan vazgeçmedi.. Ta kendisi son sözü söyledi: İslam ümmetine hakim olduğu zaman, işte artık İslam olmuştu.