Jose Arcadio, yatak odasının kapısını kapar kapamaz evde bir silah sesi çınladı.Kan, kapının altından süzüldü, oturma odasına geçti, sokağa çıktı, inişli çıkışlı yoldan karşıya ulaştı, kaldırımları indi çıktı, Türkler Sokağı’nı geçti, önce sağa, sonra sola saptı. Buendiaların evinin tam karşısına geldi kapalı kapının altından sızdı halıları kirletmemek için duvar diplerinden dolanarak salona geçti, oturma odasına girdi, yemek masasının çevresinde geniş bir kavis çizdi, begonyalı terasa uzandı, Aureliano Jose’ye matematik dersi veren Amaranta’nın sandalyesinin altından görünmeden süzüldü, kileri geçti, ekmek pişirmek için tam otuz altı yumurta kırmak üzere olan Ursula’nın bulunduğu mutfağa girdi.
Sayfa 152Kitabı okudu
Burun kanamalarında baş geriye yatırılmamalı çünkü baş geriye yaslanırsa, burundaki kan boğaza, oradan da yemek borusu üzerinden mideye akar. Bunun bir zararı yoktur ama yutulan kan bazı insanlarda mide bulantısı ve kusma yapabilir.
Reklam
‘’ Milli ülküyü dış politikaya uydurmak gafleti bu milleti yıllarca ülküsüz bıraktı. Millet nereye gideceğini bilemedi. Ülküsüz bırakıldığı için de birçokları komünizmi ülkü diye benimsediler. Fabrika kurmak, bataklık kurutmak, okul açmak.. Bunlar bir millet için ülkü olamaz. Bunlar bir Şahsın hava alması, su içmesi, yemek yemesi gibidir. Ülkü ise bir milletin muharrik düşüncesi, uğrunda kan dökeceği fikirdir. Milletler için en büyük ülkü "büyüklük düşüncesi"dir. Bunun da baş prensibi tarihi miraslara hak iddia etmektir. Rumeliyi unutalım demek, küçülelim, küçüklüğü kabul edelim, uyuşuklaşalım, miskinleşelim demektir.’’
Tilki,Sinekler ve Kirpi Ormanların eski serserisi, Açıkgöz, hinoğluhin tilki, Yaralanmış bir avcı kurşunuyla, Bir bataklığa dar atıp kendini, Yatmış zavallı, çamura; Kan revan içinde kurtarmış postu. Kan kokusu alır da durur mu Sinekler, o kanatlı sömürgenler: Hemen aç kurt gibi üşüşmüşler, Yaralı tilkinin üstüne. - Bak şu tanrıların işine, Demiş tilki; -Olacak şey mi bu? Bunlara mı yem olacak pisipisine, Ormanların en kurnaz oğlu? Tilki eti yemek ne haddine Bu zıpçıktı mendeburların? Kuyruğum, ne güne duruyorsun? Kovsana şu pisleri; Gitsin öküz eti yesinler bari. O çevrenin bir kirpisi, Ve benim masalların yeni bir kişisi, Tilkiyi kurtarmak istemiş Bu açgözlü milletin şerrinden. - Komşu, demiş; merak etme; Ben kurtarırım seni bu aç sürüden. Bırak, şişe geçireyim hepsini. - Aman bırak; eksik olma, demiş tilki; Bırak yesinler doyasıya, Yiyemez olacaklar neredeyse. Bunlar gitti mi daha açları gelir, Onlar da sömürdü mü yandığım gündür. Dünyada sömürgen mi ararsın, dolu! Kimi saray, kimi kanun adamı. Bu sinekli masalı Aristo insanlara uygulamış Her memleket böyle olagelmiş, Hele bizimkinde çok denenmiş: Milleti en az kimdir ısıran Karnı en çok doymuş olan.
Sayfa 502
"Gene döneceksin senin de mayanda onların mayasında olandan var. Köroğlunun, Pir Sultan Abdalın,Sakarya Şeyhinin..." Birisi aşık, hem pir, hem aşık. Güzel türküler söyler. Alevi, Kızılbaş, asi. Şahın adamı, Şah Alinin, hani Düldül atının sahibi Hazreti Ali var ya, onun adamı. Bu yüzdende padişaha düşman, ona asi. Bir sabah
Sayfa 600 - Görsel YayınlarKitabı okudu
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Kendini Halkın Sağlığına Adayan Doktor... Bir Köy Doktorunun Hatıraları adlı eserin yazarı, göreve başladığı ilk günden beri günlük tutuyor ve Tıp Fakültesini nasıl bitirdiğini, bölge hizmetine hangi niyetle başladığını kaydediyor. Talihi kendisine pek yardımcı olmamış, çocukluğunu ve gençliğini muhtaçlık ve yokluk içinde geçirmiş.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.