İnsan üç şeyin peşinde olmak için yaratılmıştır: hakîkatın, hayrın, güzelliğin." "Üç hâkimin hükmünde hatâ aranmaz: kalbin, kaderin, ölümün." "Üç şey saadetin sırrıdır: tevâzu, kanaat ve ölümün eşiğinde sık sık dinlenme zevki. Nurettin Topçu, Var Olmak
Az Yemenin Fazilet ve Sevabı
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu: "Az yemek ve az içmekle, nefsinizle cihat ediniz. Zira az yemenin ve az içmenin sevabı, kâfirlerle cihat etmenin sevabı gibidir. Allah katında az yemenin ve içmenin sevabından daha makbul sevap yoktur." Yine buyurdu ki: "Midesini yemekle dolduranın gök melekûtuna çıkmasına yol vermezler." Peygambere: "Efdal (en üstün) kimdir?" diye sorduklarında: "Az yiyen, az içen, az gülen ve avret yerini örtecek kadar elbise ile kanaat eden- dir buyurdu.
Reklam
Düşmanlık kelimesi, tam dolgun anlamını ancak bu arka planın önünde kazanır işte: Düşmanlık bir insana basbayağı can verebilir onun varlığına ruh, yani enerji bahşedebilir ve hayat üfleyebilir. Böyle mahmuzlandıkça, sürekli üzerin­de çalıştığı benliğinin - modern deyimiyle- fit kalmasını sağlar, artık sıkıcı bir varoluşla kanaat etmez. Kendi benliğinin tanımına yapılan belirleyici bir katkıyı düşmanlarına borç­ludur, çünkü onlarla zıtlaşırken ne olmadığı berraklaşır zih­ninde: "Ben onlar gibi değilim! "
Biz, doğru olduğuna kanaat getirdiğimiz işleri yapalım. Eğer netice iyi olursa, ne âlâ… Eğer talih ve hadisat aksilik ederse sonumuz, ya bir kulaç ip veyahut bir kurşundur, demekten çekinmiyordu.
Belki de sen şimdi kendini insan kalabalığı arasında sıradan biri sanırsın. Böylece kendi aleyhine karamsarlık suresini okuyup, kendi kendine “Ben ne zaman çağın ve zamanın biriciği, hakkın nuruyla desteklenmiş, şeytanın saptırmalarından kurtulmuş, anlatmış olduğun burhanın şartlarını yerine getirebilen biri olacağım? Öyle ise benim için mevcut durumla yetinmek, atalarımdan miras aldığım inanışa kanaat etmek, tehlikeli bir işe atılmaktan daha güvenlidir. Zaten uzak emele ulaşacağıma emin de değilim.” diye kuruntuya kapılabilirsin. Eğer böyle bir şey aklına gelmişse senin gibi birine söylenecek şudur: Sen tıpkı, zamanın hükümdarının makamını, onun elindeki güç, kuvvet, teçhizat, servet, yandaşlar ve bağlıları görüp emrinin daha sonra da onun hemen yerine getirilerek ona bağlı kalındığını gözlemleyen, ancak hükümdarın konumuna yükselmeyi veya onun derecesine yaklaşmayı çok uzak gören; bununla birlikte vezirlik veya yöneticilik rütbesine veya daha alt bir makama yükselme gücü de olduğu halde kendi kendine “Dünya hükümdarının makamı olan en yüce gaye ve en üstün zirveye ulaşmaktan aciz olduktan sonra benim için en doğru olanı, atalarımın mesleği olan çöpçülükle yetinmektir.” diyen insan gibisin.
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 25 hours
Albaya Mektup Yok
Birçoğumuz
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
'in
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık Yalnızlık
,
Kolera Günlerinde Aşk
Kolera Günlerinde Aşk
veya
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı Pazartesi
kitapları okumuş ya da en azından biliyoruzdur. Ancak bu kitabın çok da şöhret sahibi olduğunu düşünmüyorum. Fakat bu kitap da oldukça güzel ve keyifle okunabilecek bir kitap. Gabriel Garcia Marquez'in 1982 Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış ve insanlar tarafından pek beğenilen bir kitap olması beni bu yazarı okumaya sevk etti. İçimdeki hevesle hem diğer kitaplarından nispeten daha hafif olmasıyla hem de yazarın üslubuna alışmak için bu novellayı seçtim. Açıkçası hevesim kursağımda kalmadı hattâ diğer kitaplarını okumak dahi istiyorum. Eğer Marquez'e başlangıç yapmak istiyorsanız ilk tercihiniz bu olmalı. Konusu Albay'ın (metinde adı geçmiyor) bir türlü gelmeyen postasını amansız bekleyişini ve geçim sıkıntısını anlatıyor. Bu arada kendileri kıt kanaat geçindikleri (hattâ geçinemedikleri) hâlde Albay'ın horoz dövüşleri için bulundurduğu horozu iyi beslediğini görüyoruz. Aslında konusunu pek ilgi çekici bulmasam da (ilgi çekiden kastım sıradışı, etkileyici) kaliteli betimlemeler ve güzel üslubla beni içine çekti. Tek eleştirim ise bu hikâyenin biraz daha uzatılarak en azından 100 küsür sayfalık bir roman yapılması ve Albay ile ilgili sorulamıza net bir cevap bulabilmemiz olacak. Tavsiye ettiğim güzel bir kitap. 2 saatte rahatlıkla okunabilecek bir eser. Çevirisi de güzel. Marquez'e başlangıç için ideal.
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208.5k okunma
Reklam
Ferit delege oluyor...
Bandırma üzerinden, 19 Ekim'de öğleyin İzmir'e varan Townshend, oradan Midilli'ye gitmiş ve 20 Ekim'de, İngilizlerin Akdeniz Filosu Komutanı Amiral Calthorpe ile görüşmüştü. Sonuç olumlu idi, yani Townshend ile birlikte Midilli'ye gitmiş ve 22 Ekim'de İzmir'e dönmüş olan Tevfik Bey, mütareke yapılması hususunda
Sayfa 18
Güzel, zengin kızla yakışıklı ve bir o kadar gururlu fakir oğlanın eksik olmadığı televizyona, dondurma tanıtırken kadın pazarlayan reklamlara, kitleleri uyuşturan futbola, insanları aptallaştıran popüler kültür zırvalıklarına, vıcık vıcık yaşanan aşklara, sistemin koyunlarının tapındığı siyasi putlara, milyon dolarlarla oynayıp Müslümanlara kanaat etmeyi öğreten din hocalarına, sanatı bir klozet markası sanan cahil insanlara bir saniye dahi olsa tahammül edememek ...
Uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair Yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda..
"Ne Kadar O Kadar" retoriği
"Ne kadar korku o kadar bunalım, ne kadar özgüven o kadar başarı, ne kadar cesaret o kadar özgürlük, ne kadar vatanseverlik o kadar güçlülük, ne kadar adalet o kadar huzur, ne kadar sosyal sermaye o kadar toplumsal barış, ne kadar çaba o kadar şans, ne kadar emek o kadar ücret, ne kadar sabır o kadar zafer, ne kadar inanç o
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.