"İsmi bilinmez bir yerlere yolcuyum
Dikensiz gül olmaktansa kardelen olurum
Bizler büyürken durmaz büyür oyunlar
Bütün oyunlarda herkes kadar benimde payım var..."
Belki de bir nedeninin olması gerekmiyordu.Kalbim onu seçmişti ve ben onu sevmeyi çok sevmiştim,bu kadar! Onu sevmek,çocukluğumun,ilk gençliğimin ve sonraki yıllarımın en güzel eylemi,en saf hatırası oldu.
Her şeyin dedikodusunu yaparlar.İnsanın mutluluğuna,iyi gününe bile sevinmez,sevinemezler.Akrabalar hele,en çok onlar.Kendini meşgul edemeyen insan,başkasının hayatıyla meşgul olur.
Gerçi babamı gerçek bir muhabbetle sevmem için de ortada bir sebep yoktu;onunla aramızda daima yabancılık mevcut kalmıştı ve birisi bana:"Senin baban iyi bir adam mıydı?"diye sorsa, verecek cevap bulamazdım.Çünkü iyiliği ve fenalığı hakkında bir fikir sahibi olacak kadar onu tanımıyordum.Babam benim için "insan" olarak hemen hemen hiç mevcut değildi;yalnız "Baba" dedikleri mücerret bir mefhumun insan şeklinde görünüşüydü.