"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Yahudi er ya da geç yenilecek. Yahudi'nin fitne fesadının olmadığı arz-ı mev'ud inançlarının yerle yeksan olduğu günler gelecek. Kuzeyden gelen güçle tarih sayfasından silinecekler biiznillah.
Milletin yaptığı duaları küçük görmesin kimse.
Başımızdaki insanlar ve bana göre devletimizin şuan geldiği nokta itibariyle sizden, bizden daha az hassas değiller, fark şu; Onlar yumurta kefesi taşıyor biz klavye başında buna daha çok zaman harcayabiliyoruz.
Hani diyor ya bazı arkadaşlar "kuru kuru dua ile olmaz" diye.
Yerine göre bizler için yürek yangını, üzüntü, kahroluş ve öfke de fiili bir duadır.
Devlet-hükümet bir takım şeyler yapıyor, ama bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz şeyler.
Mesela son yaptıkları tatbikat ve ilan edilen navtex. Çok önemli bir şey.
Ben onlara da çok ciddi dua etmek taraftarıyım.
Devletin bazı şeylerine de varsın aklımız yetmesin, bilmeyelim. Zaten bilme imkanımız da yok her şeyi
"Mehmetçik Gazze'ye" deniyor da! bunun için ne kadar zamanı ve ne kadar hazırlıklıyız bilmiyoruz. Devlet de bizim âni refleksimize ve heyecanlarımıza göre yönetilmez.
Burada ben de istesem çok hamasi nutuklar atabilirim, içimden de gelir yani, zor bir şey değil.
Ama geniş daireden bakmalıyız.
Hiç umurunda olmayan, hatta kalbi İsrail'den yana da bir dünya insanın olduğu yerde Gazze diye, Filistin diye mazlum evlatlar, anneler babalar diye içimiz yanıyorsa buna da şükredelim.
Yönetimden taleplerimiz olabilir, olmalı da, ama; üstenci, emredici, her şeyi bilirci tavırlar bana göre uygunsuz.
Ümit de bahşetmeliyiz. Bu dünya bu zalimlere kalmayacak. Adımız gibi eminiz.
Rabbim yardımcıları olsun.
Enes Kara
Cüneyt Arkın
1937'de doğdu
beş yıl sonra
bozkırda
babasının yanında
çoban oldu
(Okulda üzeri koyun kokuyor diye yanına yaklaşmazdı öğrenciler, ve bu onun farkında bile değildi)
öksüz kuzuları sevdi
Türk edebiyatında okuduğum en bilinçlice yazılmış romanlardan biri Kıskanmak. Yazar, kitaptaki tüm ögeleri ince ince işleyerek kullanmış, adeta sözcükleri ilmek ilmek örmüş ve gerek kurgu gerekse biçimsel açıdan harika bir eser ortaya çıkarmış.
Roman antikarakter olarak tanımlayabileceğimiz "kıskanç" bir kız kardeşin ağabeyinin
Kitabı okuduktan hemen sonra hissettiklerim ve şuan hissettiklerim o kadar farklı ki... Önceden , kitabı bitirdiğim gün, yazdığım bir inceleme vardı. Bazı eksikliklerden dolayı kaldırmıştım. Şimdi tekrardan ekliyorum ve kararı size bırakıyorum :)
Mahşer'i okumamın üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra:
Mahşer, uzun zamandır merak ettiğim ve