266 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir bilimkurgu klasiği olan ve distopik olarak hangisi daha iyi diye sürekli 1984 ile kıyaslanan Cesur Yeni Dünya kitabını tanıtmak istiyorum. 1932 yılında yayımlanan kitap, Londra'da 26.yy'da geçmektedir. Bildiğimiz dünya düzeni yıkılır ve yerine yeni dünya düzeni kurulur! Herkesin mutlak mutlu olduğu, insanların tutku ve hırslarının olmadığı,
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202165 okunma
600 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Curzio Malaparte 1898-1957 Curzio Malaparte, 1898’de Prato’da doğdu. Birinci Dünya Sa­vaşı’na gönüllü olarak katıldıktan sonra gazeteciliğe başladı. 1940’lara kadar faşizmi benimseyen Malaparte’nin 1931’de ilk olarak Fransızca yayımlanan, Hükümet Darbesi Tekniği (1955) adlı kitabı büyük yankı uyandırdı. 1940’larda faşizmi reddetti ve partiden
Kaputt
KaputtCurzio Malaparte · Can Yayınları · 2014159 okunma
Reklam
Hayvanların Efendisi
Freud’un dinî fikirlerin birer “yanılsama, insanlığın en eski, en güçlü ve en elzem arzularının bir tatmini” olduğu varsayımı, dini “halkın afyonu” olarak adlandıran Alman önceli Karl Marx’ın ve Tanrı idesini yaratan şeyin “arzu hissi” olduğunu söyleyen Ludwig Feuerbach’ın bir yankısından ibarettir.
150 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Özgür Toplumun İlkeleri Nigel Ashford -Kitap, özgür bir toplumda olması gereken 12 ilkeyi, her bir ilkeye bir bir ayırarak örnekleriyle anlatıyor.- 1) Sivil Toplum Aile, kilise, spor kulüpleri, yardım dernekleri vb. gibi birey ve devlet arasında kalan ve gönüllü olarak kurulan tüm örgütler sivil toplumu oluşturur. Özgür toplumlarda yer alan sivil
Özgür Toplumun İlkeleri
Özgür Toplumun İlkeleriNigel Ashford · Liberte Yayınları · 201540 okunma
Uyurken bir yolda yürür müsünüz? Yaptığınız şey, sadece yürümekle ilgili bir rüya görmektir. Bahsettiğim uyku, kendi benliğinizi bilmemektir. Dini bilmeden önce dinin ne olmadığını ve ayrıca din olarak niye tutunduğunuzu anlamanız gerekiyor. Bu din, büyük ihtimalle sizi uyandırmaya yaramak yerine bir uyku ilacı gibi işler görüyor. Karl Marx, dinin bir afyon, yani sizi uyutmak için içeriğinde afyon olan bir ilaç olduğunu söylemişti. Din kesinlikle bir afyon değildir ancak genellikle din zannedilen şeyler öyledir. Marx’ın dini afyon diye damgalaması yanlıştı ve sizde yanlışa düşüyorsunuz. Sizin yaptığınız şey bir afyonu din sanmak. İşte bu yüzden de neyin din, neyin afyon olduğunu bilmek çok önemli.
Sayfa 114 - Omega YayıneviKitabı okudu
İsmail Hakkı Gökhun da Nursî’nin “Kürtlüğünü” hatırlatıyor ve Türk insanının büyük çoğunluğunun “Kürt’ten evliya, koyma avluya” atasözünü dikkate alarak Nurculuğa itibar etmediğini yazıyordu. Aynı şekilde Nejdet Sançar, Nursî’nin bir “Kürt ırkçısı” olduğunu; Kenan Dikici ise onun Türk devletini yıkarak yerine Kürt devleti kurmak istediğini söylüyordu. Attilâ Demirâl ise, Nursî’nin Parvus Efendi tarafından “parlatıldığı” fikrindedir. […] Yoldaş Parvus’un yanına, geceleri Gülhane Parkı’nda yatan, gündüzleri de Ayasofya ve Sultanahmet’te dilenen “Said-i Kürdî” isimli bir Kürtü getirirler. Kendisi dinî konularla “kulaktan dolma” ilgilidir. Yoldaş Parvus bu dilenciyi kısa zamanda “derviş kılığına” sokar, biraz tasavvuf, biraz da isrâiliyat öğretilerek Karl Marx’ın görüşlerine mistik bir hava verilerek “risale-broşür” adıyla piyasaya çıkartılır. Günümüzde ise bu risalelerin adı “Nur Risalesi”dir. Dilenci Said-i Kürdî Parvus tarafından piyasaya çıkarıldıktan sonra bir anda şöhrete de kavuşturulmuştur.
Reklam
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.