Merkezimiz olması gerektiği gibi içimizde kalsaydı, biz nereye adım atsak dünyanın merkezi orası olurdu. En güzel parti çağrılmadığımız partiymiş gibi hissetmezdik. Çağrılmadığımız partiye çağrıldığımızda bu sefer o parti değil de çağrılmadığımız bir başka parti daha güzel, daha önemli hale gelmezdi. Karşı Pencere filminde olduğu gibi, karşıdan baktığımız oda daha çekici gelmezdi bize. O odada gerçekten bulunduğumuzda da bu sefer yine karşıda olan "öteki oda"nın, yani bir başka odanın daha cazip olmasına şaşırmazdık. Bir yerlerde hayatın merkezi varmış da insanlar orada çok eğleniyorlarmış, çok önemli bir şeyler öğreniyorlarmış ya da yapıyorlarmış da biz o merkezi hep kaçırıyormuşuz gibi hissetmezdik.
Çoban Kral serisinin ilk kitabı Bir Karanlık Pencere; dikkat gerektiren yoğun epik kitaplar arasında yalın,keyifli bir okuma süreci geçirme beklentisi ile başladığım ve kartlara dayanan büyü sistemi, gücü elinde tutan yönetime karşı savaşan farklı yeteneklere sahip bir grup ve macera dozu yüksek bir hikaye ile fazlası ile beklentimi karşılayan bir
Ilk defa tanıştığım bir yazarın kitabını okudum.. Kendimden birçok şey buldum bu kitapta. Içinde 36 tane Öykü var . Kadın öykülerinin çoğunlukta olduğu bir kitap..
Benim en sevdiğim Öykü karşı pencere oldu.. Karşı apartmanın balkonlarında yaşayanlar ,yaşananlar ,kişiler anlatılıyordu bu öyküde ..
Yazar günlük gibi yazmış çoğu öyküyü. Duyguları ,yaşananlar anlatılmış ve kedisi Badem anlatılmış bol bol da. Benim de bir kedim olduğu için ve kedileri çok sevdiğim için Badem'e de bayıldım tabii ki ..
Hayatın içinden öyküler okumak isterseniz tavsiye edebileceğim bir kitap..
"Merkezimiz olması gerektiği gibi içimizde kalsaydı, biz nereye adım atsak dünyanın merkezi orası olurdu. En güzel parti çağrılmadığımız partiymiş gibi hissetmezdik. Çağrılmadığımız partiye çağrıldığımızda bu sefer o parti değil de çağrılmadığımız bir başka partş daha güzel, daha önemli hale gelmezdi. Karşı Pencere filminde olduğu gibi, karşıdan baktığımız oda daha çekici gelmezdi bize. O odada gerçekten bulunduğumuzda da bu sefer yine karşıda olan öteki odanın yani bir başka odanın daha cazip olmasına şaşırmazdık. Bir yerlerde hayatın merkezi varmış da insanlar orada çok eğleniyorlarmış, çok önemli bir şeyler öğreniyorlarmış ya da yapıyorlarmış da biz o merkezi hep kaçırıyormuşuz gibi hissetmezdik."