Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

eftal alatav

eftal alatav
@karyelindeacancicek
Her şeyi gören sen, göremedin mi beni?.. ☆ Her şeyi gören sen, göremedin bi' beni..*
64 okur puanı
Temmuz 2023 tarihinde katıldı
Bora'nın derdi İstanbul'dan da büyüktü.
Reklam
Parçalanmış Mektuplar
Sonra ikinci kez Minel, tek dostun yıktı seni. Boğdurdu. Annen deniz gibi kokardı, suyu severdin; sudan korkmana neden oldu, bunu gözlerinden anladın. Sen ne kadar ona yetmeyecek çalıştıysan, Minel bir o kadar unuttu seni. - 1. Mektup
Her destan bir hayat kadardır. Dilden dile aktarılması için felaket olması gerekmez. Mucizeler de etkiler insanı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Parçalanmış Mektuplar
"Merak ediyor musun cevabı, Minel yoksa o cevaptan korkuyor musun? Korkmalısın çünkü sen de çok iyi biliyorsun ve itiraf ediyorum: Beni hiç sevmedin.(altı çizili) Üç kelime, on beş harf. Benim hayatımın yıkılışı, yangının başlangıcı, yok oluşum."
"Yine sustun," dedi Gazel'in düşüncelerimi boğan sesi o an. İki kelimesi öyle bir yapıştı ki boğazıma aşağı inerken nefes borumu çizdi sanki ve gözlerim sulandı. Yine sustun. Ben hep susarım Gazel. Ben hep sessizimdir sen bilmezsin. Gıkım çıkmaz. Beni öldür; ses çıkarmam; umursamıyorum sanarsın. Mutluyken de susarım ben çünkü heyecanlıyken de. Donuk ve soğuk bakışlarıma aldanırsın. Çok severim, çok özlerim, savaşırım kendimle her an her dakika arayıp mesaj atmamak için; ruhun duymaz. İçimde bir şeyler yanlış ve onları gizlemeye çalışıyorum sadece, bir de kendime bile anlatamadığım canavarlarım var göğsümde besleyip büyüttüğüm. Her gece benimle uykuya yatıyorlar ve çok dinç kalkıyorlar sabahları. Benden dinç. Beni mahvetmek için.
Reklam
"Şaşırtmıyorsun beni," dedi ağzının içinde. "Ve ben her defasında boyun eğdiğime şaşırmıyorum artık." "Bu da ne demek?" "Sen," dedi şala dokunarak. "Renklerinden vazgeçmemişsin aslında." Yutkundum. "Sadece artık o renkleri göstermek istediğim kimse yok, Tugay."
"Sen benim altı yaşımdan beri, yolculuğumun en güzel duraklarısın. Gelmesini hep beklediğim, hakkındaki rivayetlere aldırış etmediğim, anlamı baki olan ve gün geçtikçe deliriyor olmaktan korktuğum yaşam işaretimsin. Sen benim kaderimsin Nazlı. Nerede aramam gerektiğini bilmediğim ama deli divane aradığımsın."
"Güzel miydi?" diye sordu. "Ne?" "Yaprak sarması. Baktın mı tadına?" Elimin tersiyle gözlerimi sildim. "Yemedin değil mi?" "Nasıldı?" dedi bir kez daha. "Bilmiyorum," dedim. "Ağlaya ağlaya yaptım, kötüydü, pişmemişti, diriydi." Büyük bir nefes verdim. "𝘛𝘶𝘻𝘭𝘶𝘺𝘥𝘶. Yeseydin, bilirdin." Tugay, gülmeye başladığında mutluluktan tamamen uzaktı; şimdi artık o da delirmiş gibi görünüyordu. Gülüşünün arasından, "Tuzluymuş," dedi fakat sesinde acı vardı sonrasında öyle sert bir şekilde masayı tutup diğer tarafa fırlattı ki, tahta masa da kırıldı ve üzerindeki kutu yere düştü. "Siktiğimin geçmişi yakamı bırak artık." İrkilerek geri çekildiğimde gözleri bana döndü, o sırada ne düşündüyse "Korktun," dedi ve elleri yüzünü buldu. "Babama benzedim. Sikeyim ben babama benzedim şu an. Korktun benden."
Her yer karanlık ama sen çiçekli ve aydınlık kal Eftalya Atalar
Kendimi tutamayıp ayağa kalktığımda, "Bütün ailem öldü benim," diye inledim. .ೃ࿐ "Onu ben öldürdüm. Ailem kalmadı! Onu kendi ellerimle öldürdüm. Onu zehirledim." ••• "Anne! Bilerek yapıyorsun şu an, kendine gel!" ••• "Meryem! Ölmedin değil mi ablacığım? Sen de gitmedin değil mi? Kalmadım değil mi kimsesiz?" .ೃ࿐ "Yaşadıklarımın çeyreğini başka birisi yaşasa normal hayatına devam edemezdi, bak ben hâlâ nefes alıyorum, delirmedim." Gülmeye başladım. "Aslında delirdim de. Görmüyor musun?" dedim kendimi göstererek. "Bu savaşın en büyük kaybedeni bendim, ellerimden kayıp gitti her şey, fedaysa kendimi de feda ettim, her şeyimle."
2 Ağustos 2017 Saat 07.25 "Kendim için bir mektup yazıyorum ki, yaşamayı hiç hak etmeyen bir adamın yine de yaşama tutunma çabasını hep utançla hatırlamak istiyorum. Evet, sen yaşamayı bile hiç hak etmedin Korel." ••• "Peki bütün bu anıları unutmak ister misin? Hayır, her şeyi unutmak istedin, bir Minel'i unutamadın değil, unutmayı istemedin, istemiyorsun, istemeyeceksin." ••• "Yine de umut ediyorum ki... Her neyse. İmkansızı dilemeyeceğim." -parçalanmış mektuplar, 1. mektup
Reklam
Ben Deniz Soykan. Kolay unutulan biri olduğumu biliyorum, fakat hatırlamak isterseniz bu satırlar arasındayım. Sevgiler. Köşe Yazarı, Deniz Soykan.
"Sevgili güzel avukatım, Orkidenin dünya üzerinde açan ilk çiçek olduğunu ve diğer çiçeklerin ondan türediğini biliyor muydun? Sen doğdun, benim dünyamda orkide açtı, yegane çiçeğim oldun. Senden başka herkes sadece senden türeyendir benim hayatımda,bunu hiç unutma. Asıl olan sensin. Nasıl koktuğunu sormuştun; sen orkide gibi kokuyorsun, benim en sevdiğim koku da böylelikle belli oluyormuş, şu an fark ettim. Bu çiçekler elbiseler hiçbirisi doğum günü hediyen değil sadece günlerdir sana eksik hissetirdiğim için o günleri silmek istedim. Asıl hediyemi özgürlüğümde sen yanımdayken vereceğim. Ve gelecek sene doğum gününde bana yazdığın mektuptaki hayallerin hepsini gerçekleştireceğiz, evet buna sarhoş olup kafamıza göre dans etmek de dahil...Yani sanırım...Bilemiyorum...Beni hayal edebiliyor musun o şekilde? Ben hiç delicesine sarhoş olmadım ki. Fiziksel anlamda yani. Umutsuzluk yok, imkansızlık yok; çabalayacağım o güne dek, yaşamak ve yaşatmak için. Gülümse, bugün sen doğdun. Sen doğdun ki çiçekler de var oldu. Özgürlüğümüze, en yakın zamanda. Senin mahkumun, Tugay Demir Çeviker"
Kara gözlü Karaca, mavi kapılı evdeki
"Ya Karaca! Aşağı mahalledeki abiler kızarsa ne yapacaksın?! Doğru düzgün sokaktan yürü, kimsenin bahçesine girme kısa yol diye, oyunlarını bölme! O çocuklar deli danalar gibi futbol oynuyorlar, ezerler seni!" "Kızsınlar, kızarlarsa kızsınlar ezerlerse ezsinler benim abim kocaman! Döver o zaman onları!" "Hiiiiiiiii kıııız! Tüm mahalleyi dövdürecek misin abine?!" "Heeeeerkesi! Hepsini! Abi bu, işi ne? Dövsün!"
Karam ve Karaca
"Abiiiiiiii! Ühühü- hıg- ab-" "Nasıl becerdin dizini baştan aşağı yapmayı ey geri zekâlı?" "Dü- düştüm! Çok fena, b-bak!" "Kalk eve gidelim, annem görürse çok kızar, bir de ondan şamar yer ağlarsın sen kesin! Ağlak bebek- Ah- KARACA! NE TAŞ ATIYORSUN ABİYE?! Delirdin mi?!" "Ağla diye! İnsan canı yanınca ağlamaz mı? Sen de ağla da gör!"
Siyam/Mare
"Bilmek istemiyorum bile, hiç isteğim yok inan... Bakıyorum sana ve kimsin bilmiyorum. Bir yabancı dikiliyor karşımda sanki. Geçmişimden bir yabancı. Ben de aynı Karaca değilim. Bunu bil." "Nasıl değilsin? Kardeşim benim karşımdaki-" "Sen bana kardeş diyemezsin," diye böldüm lafını, titreyen ellerimi yüzümden indirirken. "Tanıtmadım sana kendimi, doğru... İki kardeştik biz, abimle ben. Sonra abim 18'inde terk etti evi. Ünlü bir boksör olmuş. Geçen eylülde maçı vardı, beynine pıhtı attı. Gömdük 1 Ekim sabahı. Kardeşim yok benim." "Yok mu?" "Yok."
171 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.