Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
İtilaf Devletleri, yüzlerce gemi ve sömürgelerinden topladıkları yüz binlerce askerden oluşan kuvvetleriyle Osmanlı’nın Son Kilidi Çanakkale’yi geçmek ve payitaht İstanbul’u ele geçirmek için 3 Kasım 1914’te Boğaz’a dayanmıştı. Aylarca süren savaşlarda Osmanlı askerleri, devletin bu son kilidini açtırmamak için vücutlarını siper ederek Çanakkale’yi düşmana dar etti. 1914-1915 yıllarının şartları göz önünde bulundurulduğunda, Osmanlı’nın en zayıf ve en buhranlı devrinde, Batı’nın o güne kadar geliştirdiği silah üstünlüğü ile Gelibolu Yarımadası’na saldırmış olmasına rağmen, zafer nasıl maddi yokluk içinde bulunan tarafa gülmüştür? Bu soruyu savaşı kaybeden taraf yıllardır kendisine sormakta ve mantıklı bir cevap aramaktadır. İşte, Osmanlı’nın Son Kilidi Çanakkale 1-2-3 kutulu seti, Çanakkale’deki cansiperâne mücadeleyi farklı yönleriyle ele alan makalelerden meydana geliyor.
Osmanlı'nın Son Kilidi Çanakkale 1-2-3 (Kutulu Set)
Osmanlı'nın Son Kilidi Çanakkale 1-2-3 (Kutulu Set)
Reklam
8/9 (21/22 Kasım) saat 9 sonra'ya kadar Kurmay Başkanı'yla tesettür'ün kaldırılması ve sosyal hayatımızın iyileştirilmesi hakkında sohbet; 1) Muktedir ve hayata vakıf anne yetiştirmek, 2) Kadınlara serbestisini vermek, 3) Kadınlarla bir arada bulunmak, erkeklerin ahlakı, fikirleri, duyguları üzerinde etkilidir. Doğuştan karşılıklı sevgi çekme eğilimi.
Sayfa 66 - 9 Teşrinisani 1332 Çarşamba (22 Kasım 1916)Kitabı okuyor
Mondros Mütarekesiyle Türklerin ateş kesmesinden sonra 9 Kasım 1918’de İngilizler İskenderun’u İşgal ettiler. Bu arada 48. Fırka Belen’de yeniden şehitler verdi. 2 Aralık’ta Fransızlar Dörtyol’a çıktılar. 17 Aralık’ta Mersin’i işgal ettiler. 26 Aralık 1918’e kadar Adana ili, Toroslar bölgesinde Pozantı’ya kadar gene Fransızlar tarafından işgal edildi.
Sayfa 166Kitabı okudu
Bakara 2.cüz
152- O halde beni anın ki, ben de sizi anayım. Bana şükredin, ama bana nankörlük etmeyin. 153- Ey iman edenler, sabır ve namaz ile yardım isteyin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir
Bakara 2.cüz
155-Elbette sizleri biraz korku, biraz açlık, biraz maldan, candan ve ürünlerden eksilterek imtihan edeceğiz. O sabredenleri müjdele! 156- Onlar ki, başlarına bir musibet gediği zaman, "Biz Allah'a aidiz ve sonunda ona döneceğiz" derler. 157- İşte onlar var ya, Rablerinin rahmet ve bağışlaması onlaradır, hidayete erenler de işte onlardır.
Reklam
Bakara 2.cüz
138-Allah'ın boyasına bak. Allah'tan daha güzel kim boya vurabilir? İşte biz, O'na ibadet edenleriz.
Bazı büyük devletlerin hedeflerini gerçekleştirme konusunda İsrail'e yardım ettiklerini biliyoruz. Bunlardan biri de meşhur Balfour Deklarasyonu ile Yahudilere Filistin'de milli yurt sözü veren Büyük Britanya'dır. Dönemin Britanya dışişleri bakanı Balfour 2 Kasım 1917 tarihli ünlü bildirisinde Filistin'de Yahudiler için "Vatansız halka, halksız vatan! " vaat ediyordu.
1544 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Ahir Zamanda Kulluk
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: Muhakkak ki sizin arkanızda karanlık gece parçaları gibi fitneler vardır. O fitneler içerisinde, sizin üzerinde bulunduğunuz inancın benzerine sımsıkı yapışan bir kimse için, sizden elli kişinin sevabı kadar sevap vardır.”_ Ashâb-ı kiram: “Yâ Resûllullah! Onlardan elli kişinin sevabı kadar sevabı vardır değil mi? (Yani ‘Sizden’ kelimesi yanlışlıkla mı kullanıldı?)” diye sorduklarında buyurdu ki: “Hayır! Sizden elli kişinin sevabı kadar sevap alır. _*Çünkü siz iyiliklerde yardımcı bulursunuz, fakat onlar bulamazlar.”*_ (Ebu Dâvud - Tirmizî - İbn-i Mâce)
Mektubat-ı Rabbani (2 Cilt Takım)
Mektubat-ı Rabbani (2 Cilt Takım)İmam-ı Rabbânî · Merve Yayınları · 19996 okunma
Gülen'in önerisiyle iftar
Gülen'in Yahudi Cemaati'yle ilişkilerine dair ipucu veren 2 Kasım 2006 tarihli bir başka belgeden de söz edelim.
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
19 Kasım 2003'te, Harvard Crimson'da yayımlanan makalede, "güvenliği ihlal etmekle, telif haklarını çiğnemekle ve kişi­sel verileri suistimal etmekle" suçlanan Zuckerberg'in, Harvard'dan atılmanın ucundan döndüğünün anlatıldığını hatırlayın. O dönem Zuckerberg kodlamayla kafayı bozmuş, sosyal açıdan yetersiz bir bilgisayar kurdu gibi görünüyordu. Business Insider 'da yayımla­nan bir çevrimiçi sohbette bir arkadaşına söyledikleri, o zamanki düşüncelerinin tipik bir yansıması niteliğinde: ZUCK: Evet, yani eğer Harvard'daki biri hakkında bilgi is­tersen ZUCK: sorman yeterli ZUCK: elimde dört binden fazla e-posta, resim, adres var. Arkadaş: Ne!? Bunu nasıl becerdin? ZUCK: İnsanlar verdi ZUCK: niye bilmiyorum ZUCK: bana "güveniyorlar" ZUCK: gerzekler! Ne değişti? Sanki pek bir şey değişmedi, sadece gerzekler olarak sayımız 2.7 milyara çıktı.
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Kalbe AŞK lazım ki tüm vücuda aşk pompalasın, bu aşk insanoğlunu ayakta tutsun, ne ümitsizliği, ne mutsuzluğu, ne tükenmişliği, ne de yalnızlığı kalsın.
İnsana kendi şah damarından daha yakın olan BİRİ varken insanoğlu nasıl tek olduğunu, şu hayatta tek başına mücadele ettiğini düşünebilir ki? BİR sahip var ve O sahip her daim yarattığı ile beraber ama insanoğlunun farkında olması gereken tek bir şey var ki oda; kendini bilmek.
Bilmek için önce OKUmak, seçmek için öğrenmek, ayırt etmek için araştırmak, kabul etmek için sevmek, boyun eğmek içinse AŞK lazım.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.