Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Her şeyden önce, bir çok Kırım Türkü 1944’te zorla yerleştirildikleri içlerden ayrılarak asıl meslekleri olan çiftçiliğe geri dönmüş, bir kısmı ise sürgünde geçen zaman zarfında kazanmış olduğu tecrübelerle teknik içlerde çalışmaya devam etmişti. Sürgünlükten azat olunan Kırım Türklerinden bazısı ise, vatanlarına yakın bölgelerde yerleşmeyi tercih etmişlerdi. 1956 yılı Ekim ayı sonuna kadar toplam 778 Kırım Türkü, Kırım’a komşu olan Zaporojye bölgesine gelerek buraya yerleşmiçti. Ancak bu durum Sovyet yetkililerin hoşuna gitmemiş ve 15 Aralık 1956 tarihli bir kanunla, daha önce Kırım’da yaşamış olan ve sürgün yerlerinden ayrılan Türklerin, Almanların, Rumların, Bulgarların, Ermenilerin ve diğerlerinin Ukrayna’ya ait Zaporojye, Herson, Odessa, Nikolayev, Kırım ve Zakarpat bölgelerinde yerleşmeleri yasaklanmıştı.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.17
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
18 Mayıs 1944’te vatanlarından topyekun sürülen Kırım Türkleri, 26 Kasım 1948’de kabul edilen YSP kararnamesine göre vatanlarından ebediyen çıkarılmış ve bir daha yurtlarına dönme hakları ellerinden alınmıştı. Stalin’in ölümünden sonra ise, Sovyetler Birligi’nde yumuşama rüzgarları esmeye başlamıçtı. Stalin’in yerine devlet başkanı olan Hruççev, KP’nin XX. Kongresinde yaptığı konuşmada, ülkede yaşanan bütün olumsuzlukların tek müsebbibinin Stalin olduğunu, onun zamanında yüz binlerce insanın vatanlarından çıkarılarak sürgün edildiğini ifade etmişti. Hruççev’in bu sözleri, halkta Stalin döneminde uygulanan baskıların sona ereceği umudunu doğurmuştu.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.16
Reklam
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türkleri, bulundukları yerlerde mevcut fabrika ve sanayilerde çalışmak zorunda bırakılmıştı. Böylece onların tarım toplumu olmaktan çıkarılarak sadece fabrikalarda ve sanayi tesislerinde çalışan bir “işçi millet” haline getirildiklerini söylemek mümkündür.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.15
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türkleri buralarda uzun bir müddet son derece ağır şartlar altında yaşadılar. Günlerce, haftalarca at ahırlarında, kuru toprak üzerinde, hatta kazdıkları çukurlarda yaşamaya çalışarak hayatta kalma mücadelesi verdiler. Son derece çetin olduğu görülen bu hayat şartları, Kırım Türkleri arasında oldukça ciddi boyutlara varan can kayıplarına neden olmuştu. Sürgünden yıllar sonra bizzat Kırım Türkleri tarafından yapılan nüfus sayımı sonucunda ortaya çıkan tablo, yol boyunca ve yerleşim yerlerine vardıktan sonra geçen birkaç yıl içinde açlık ve hastalıktan ölen Kırım Türklerinin mevcudunu gözler önüne sermektedir. Buna göre, sürgüne gönderilenler arasında bulunan 112.700 çocuktan 60.034’ü, 93.200 kadından 40.085’i, 32.600 erkekten 12.061’i hayatını kaybetmiştir. Bu sürülen bütün halkın %46.2’sı, diğer bir ifade ile halkın neredeyse yarısı demekti.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.14
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım’daki Türk varlığının yok edilmesi için yöneticiler ve yerel halk tarafından evlerin yıkılması, bağ ve bahçelerin kullanılmaz hale getirilmesi, Türklere ait mezarlıkların sürülerek naaşların da “dirilerin çektikleri ıstırapları çekmeleri” için yerlerinden çıkarılması, hatta mezar taşlarının yerlerinden sökülerek yeni yapılan binalarda inşaat malzemesi olarak kullanılması, Marksist-Leninist eserler dahil olmak üzere Kırım Türkçesi ile yazılan binlerce kitabın yakılması, Kırım’da yapılan tahribatın boyutlarını göstermesi bakımından önem arz etmektedir.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.13
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Sürgün edilen Kırım Türklerinin menkul ve gayr-i menkul emlâki, yapılan sayım ve kayıt işleminin ardından koruma altına alınacak, binalar ile evler yağma ve hırsızlıklara karşı mühürlenerek muhafaza edilecekti. Hal böyle iken, Kırım’ın Slav ahalisinin Türklerden kalan malları yağmalamak, hayvanlarına el koymak ve evlerini işgal etmek niyetinde oldukları, inşaatlarda kullanmak üzere Kırım Türklerine ait mezarların taçlarını söktükleri, kıymetli eşya bulmak ümidiyle mescitleri talan ettikleri de dikkatleri çekmektedir.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.11
Reklam
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Sürgün operasyonunun yolda geçen safhası, Kırım Türkleri açısından unutulması güç hadiselerin cereyan ettiği bir tablo ortaya koymaktadır. Tıka basa vagonlara doldurulan halk, günlerce aç-susuz bir şekilde, en temel ihtiyaçlarını gideremeden, sonunun ne olacağını bilmediği bir seyahate çıkmıştı. Yol boyunca bir çok insan hastalanmış, özellikle yaşlılar ve çocuklar açlığa, susuzluğa, vagonların havasızlığına dayanamayarak hayatını kaybetmişlerdi. Ölenler durulan ilk yerde vagonlardan indirilmiş ve defnedilmelerine müsaade edilmeden yol kenarlarına bırakılmıştı. Bu şekilde yol boyunca 7889 Kırım Türkünün öldüğü belirtilmektedir.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.10
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türklerinin 3 gün içinde tamamen vatanlarından sürgün edilmesi operasyonunun başarıyla neticelenmesi şerefine 19 Temmuz 1944’te bir tören tertip edilmiş ve operasyonda görev alanlar Sovyet yönetimi tarafından mükafatlandırılmıştı. Ancak tören sırasında gelen bir haber, Arabat adlı bir Türk köyünün unutularak boşaltılmadığını gösteriyordu. Azak Denizi ile Sivaç arasında yer alan Arabat köyünün halkı balıkçılık ve tuz üretimi ile uğraşan köylülerdi. Kobulov adamlarına iki saat içinde orada tek bir Kırım Türkünün kalmaması yönünde emir verdi. Oysa Kırım Türkleriyle dolu yük katarları çoktan yol almıştı ve onlara yetişme imkanı yoktu. Bunun üzerine Arabat’taki bütün Kırım Türkleri oldukça büyük ve eski bir gemiye bindirilerek mahzene kapatıldılar. Gemi denizin en derin yerine getirilerek ambar kapakları açıldı ve gemi içindeki insanlarla birlikte batırıldı. Bu olay sonunda Arabat köyünde yaşayan Kırım Türklerinden kurtulan tek bir kişi bile olmamıştı. Bu operasyondan sonradır ki, Kobulov Kırım’ın Türklerden “tamamen” temizlendiğini belirten raporunu iletebilmiştir.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.10
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türkleri nakliye araçları ile istasyonlara taşınmış ve burada kendilerini bekleyen vagonlara tıka basa doldurularak kapıları sıkı sıkıya kapatılmıştı. Hayvan ve yük taşımada kullanılan bu vagonlarla daha önce de Çeçen ve İnguşlar sürgüne gönderilmişti
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.9
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Evlerinden çıkarılan halk bulundukları yerin meydanlarında, tarlalarda veya uygun görülen başka yerlerde toplanarak kendilerini demir yolu istasyonlarına taşıyacak nakliye araçlarını beklemeye başladı. Korku ve endişe içerisinde bekleşen halk, bir de askerlerin taşkınlıklarına maruz kalıyordu. Sürgünü gerçekleştiren askerler sadece verilen emirleri yerine getirmemişler, aynı zamanda çaresiz halka karşı insanlık dışı hareketler de sergilemişlerdi. Bütün bunlar binlerce Kırımlının gözleri önünde cereyan etmesine rağmen onlar da komşuları olan Türklere hiçbir yardım teşebbüsünde bulunmamışlardı. Askerlerin taşkınlıkları o derece artmıştı ki, yaşlı kadınları, acıdan çılgına dönenleri kaçmaları için serbest bırakmışlar, sonra da arkalarından kurşun yağdırmışlardı.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.8-9
72 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.