Ebeveynlikle ilgili okuduğum en rahatsız edici ve bir o kadar da düşündürücü kitap diyebilirim. Yazarın dili oldukça sert ve suçlayıcı. Ama öte yandan yazdıkları insanı korkutacak derece de doğru.... Kafamın ne kadar karıştığını sanırım yazdıklarımdan anlamışsındır.
Yazar diyor ki; iyi aile yoktur. Ya da paradoks şu ki iyi aile, “İyi aile yoktur” düsturuyla hareket edebilen ailedir.
Yazar, kitabında dünyaca ünlü psikolog Alice Miller’ın tezlerine oldukça fazla yer vermiş. Neredeyse kitabın yarısı söz konusu alıntılardan ibaret. Ki bunlar oldukça güzel bilgiler.
Kitabı okurken, bir anne olarak inanılmaz gel-gitler yaşadım. Zaman zaman kendimi suçladım, zaman zaman yok canım o kadar da değil dedim. Bazı bölümlerini fazla sert bulmakla beraber, çocuklarla yolu kesişen her bireyin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu söylemeliyim.
Her insanın içinde anne, baba, çocuk vardır ve güçlü psikoloji aslında, içimizdeki çocuğun güçlü olduğu, saygı gördüğü psikolojidir.
Çocukluk bir cehennemdir. Bunun en önemli nedeni, çocukken bize yapılan yanlışların yanlış olduğunu bilmememizdir.
Kişi, çocuk sahibi olduğunda farkında olmadan kendi çocukluğuna dair hisleri yaşar. Çocuğumuzla ilişkimiz, anne babamızla ilişkimizin devamıdır.
Depresyon, insanın içindeki anne babanın , insanın içindeki çocuğu sabote etmesidir.
Anne babalar yeterince sever, ama gereğince değil.
Keyifli okumalar