Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğba

Tuğba
@kelimelerinsihri
English Language and Literature
340 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
Günahlarını keçiye yükleyip kurtulduklarını sanıyorlardı...
Sayfa 194 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çağlar değişse, kolayca kandırılabilen tanrıların devri geçse de insan yine aynı insandı nihayetinde; faniliği tuttu mu bir kere, yalanına kendi bile inanırdı.
Sayfa 190 - Can YayınlarıKitabı okudu
Belki de öfkesi en ateşlileri bir başkasının günahına en çok ihtiyaç duyanlarıydı.
Sayfa 189 - Can YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğurduklarının bedelini öderken niçin tek başına bırakılmıştı? Zamana hep başkaları karar veriyordu; kadın olacağı zamana, anne olacağı zamana, şimdi de yas tutacağı zamana ve hatta hissedeceği acıya. Oysa hissettiği şeyin ne yasla ne de analıkla ilgisi vardı. En fenası da inancın onu terk etmesiydi. Bedenindeki acıların yüreğinde doğurduğu bu sefalet duygusu boşuna değildi. Dünyanın oyununa gelmiş bir aptal gibi görüyordu kendini; çevresi sarılmış ve payına düşen tuzağa çoktan yakalanmış.
Sayfa 184 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Hepimiz kendi içimizdeki kötülüğü gömüyoruz aslında..."
Sayfa 183 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Belki de bu kez ölenin bir kimliği ve geçmişi olmadığından acısı da yüzeyden gelip geçmiş gibiydi.
Sayfa 180 - Can YayınlarıKitabı okudu
...hep yıkmayı mı bilirdi bunlar?
Sayfa 170 - Can YayınlarıKitabı okudu
"İçime yılan kaçarsa kötülerden olurum sandıydım, zehri kusarsam içime işlemez, kana karışmaz... Ya diğerleri, Tilki Sabri, babaannem ve tüm can yakıcılar, durduk yere evimi ateşe verenler, ahraz bir meleğin aşkına üşüşen alıcılar, onların zehri de dışarıdan mı sızmıştı içlerine?"
Sayfa 164 - Can YayınlarıKitabı okudu
Başlı başına bir kayıptı; listelerde adı olmayan bir hüviyetsiz. Ölümü en sessiz olacaklardan, mezarı belirsiz yoklardan biri. Ömrü boyunca hiç sıraya girmemiş, herhangi bir şeyi canı çekmemiş, aklına bir kez olsun aniden bir şey düşmemiş, aynaya hiç bakmamış; yalnızca canını bölerek bir İsrafil'e yol açmaktı.
Sayfa 160 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kalmak, sinsi bir kaderin sahibinin eline tutuşturduğu intihar silahı gibidir; aciziyyetin doruklara ulaştığı bir hiçlik hali. Rüyasında koşan bir kötürümün uyanışı kadar ağır ve kaçışı imkansızdır. Zaman büyüteç merceğinden görünür kalanlara, her şey ağırlaşır, buharlaşır ve dolaşır. Yorganın altındaki karanlık gibi sınırsızdır kalma hali, bir adım dahi ilerlemeden içinde öylece duran, geceyi uzatan uykusuzdur kalan.
Sayfa 157 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İyilik ve kötülüğün arası, cinnetle makullüğünki kadardı; incecik bir hat.
Sayfa 154 - Can YayınlarıKitabı okudu
Evvel zaman önce delinin biri bir kuyuya taş atmış su bulanmıştı. İç içe büyüyen halkalar tek bir taşın yaratısıydılar, en geniş halkadan en darına kadar hepsinin kaynağı birdi. Savaşlar da böyleydi; kocaman ülkelerdekiyle bir kasabadakinin, küçük bir evin içindekiyle tek bir kimseninkinden yoktu birbirinden farkı. Su bulansa ya da kurusa bile değişmeyecekti; elbet her canlı düşecekti kendi kuyusuna.
Sayfa 149 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaz kahvaltılarından alınan neşe, sadece turistlere nasip oluyordu, bazı insanlar dünyaya turist olarak geliyor ve yaşam onların memnuniyeti için debeleniyordu, hassas bir ev sahibi gibi varını yoğunu önlerine döküyordu adeta.
Sayfa 148 - Can YayınlarıKitabı okudu
Adile'nin çocuk ellerinin topladığı atıklarla İsrafil'inkiler aynıysa. Eğer öyleyse, belki de zamanla değişmeyen çöplerdi sadece.
Sayfa 141 - Can YayınlarıKitabı okudu
Her çocuk bir düşün tohumudur, Adile de öyleydi.
Sayfa 139 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.285 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.