Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kєmαl αcαr

kєmαl αcαr
@kemalacar
Sıkı Okur
120 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
Reklam
Meşrutiyet gürültüleri de olmasaydı, şehir üstüne birden bire çöken bu musibetlere hiç dayanamaz, manen çöküverirdi. Bir kere, senelerce asker vermeyen İstanbul'lular, yediden yetmişe kadar cephelere dökülmüşlerdi. Hele Çanakkale obur gibi insan yiyordu.
Sayfa 132
_ "Sürü...", "Otlatılan hayvan sürüsü", Bir çobanın güttüğü hayvanat..." Son Osmanlı Padişahı Vahdettin, "Millet sürüdür, ben onun çobanıyım" dediğini okuduğum zaman, dehşete düşmüştüm. Oysa ne kadar uygundur Osmanlının millet anlayışına bu söz... Osmanlının millet anlayışı budur, vatan anlayışı da MÜLK... En büyük gücü, Anadolu köylüsünden aldığını şıp diye kul yapabilmesidir.
Sayfa 247

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Türkiye'de devlet 'devrimci', halk muhafazakârdır. Devlet 'moderni', halk 'muhafazakârlığı' temsil eder. Çünkü Türkiye'de önce devlet modernleşmiştir. Muhafazakârlığımızın doğuşundaki en önemli faktör, imparatorluğun kaybıdır. Türkiye'de muhafazakârlık imparatorluğun kaybından doğmuştur.
Sayfa 62
Ahmet Hamdi Tanpınar, Türkiye'nin Batılılaşma sürecinde modernleşme kavramı yerine "medeniyet değiştirmesi" ifadesini kullanır. Ona göre Türk toplumu Tanzimat'tan bu yana bir medeniyetten diğerine geçmeye çalışmaktadır. Türkiye'nin siyasi ve toplumsal meselelerine genellikle bu "medeniyet değiştirmesi" penceresinden bakmayı tercih etmiş, Türkiye'de yaşanan sorunların çoğunun kaynağı olarak Batılılaşma sürecindeki eksiklikleri, yanlışlıkları görmüştür.
Sayfa 38
Reklam
Öncelikle üzerinde durulması gereken husus, İngilizlerin dünyada etkin olmasının geri planında, özellikle 16. yüzyılda başlayan bir süreç içinde, Osmanlı Devleti'nin kapitülasyon olarak bilinen imtiyazlarını elde ederek Venedik, İspanya ve Portekizlilere karşı Osmanlı desteğini elde etmesi yatmaktadır. Kısaca İngilizler, Osmanlı Devleti'nin himayesiyle Papalık, İspanya ve Portekiz karşısında avantajlı bir konum elde etmiştir. İngilizlerin Hindistan'daki başarılarının geri planını bu husus teşkil etmektedir.
Sayfa 70
"Enerjinin yaratılamayacağını veya yok edilemeyeceğini, sadece bir türden diğerine dönüştürülebileceğini öne süren bu yeni yaklaşıma Enerjinin Korunumu Yasası adı verildi. Clausius, Evren'in toplam enerjisinin yaşamın gerçek bir sabiti olduğu sonucuna vardı; gerçekten de, değişen tek şey, farklı türlerden enerjilerin karışımıydı."
Sayfa 206
"İnsanların fiziksel madde dışında başka bir şeyden oluşmadığı ve zihinsel hallerinin beyinlerindeki fiziksel haller olduğu görüşüne fizikalizm (ya da kimi zaman materyalizm) denilir."
Sayfa 36
"İnsanlık evreni ancak yavaş yavaş, parça parça, bir halka ardından başka bir halka olarak görmüştür, sanki yaşamsal durumlarının, işlerinin, ihtiyaçlarının her biri çevredeki dar bir alanı gözden geçirmek için algılama duyusu olmuştur ona."
Sayfa 82
1.431 öğeden 1.276 ile 1.290 arasındakiler gösteriliyor.