Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Savaşları kazanan fakat barışları kaybeden acemi liderlerin yarattıkları bugünkü berbat ve huzursuz dünyamızda Yunus'un ve Ata'nın özlemini çekerek avunmamız bizim ve insanlığın en büyük bahtsızlığıdır.
İnsanlık, iki dünya savașından sonra, karanlık bir umutsużluğa ve bezginliğe saplandı. Ne Birinci Dünya Savașı sonunda insanlğa vaad edilen Vilson'un 14 noktası, ne de ikinci Dünya Savaşından sonra Truman'ın ortaya attığı "Korkusuz dünya" sloganı gerçekleşmiş, tam tersine, insanlık, tarihi boyunca, varlığının hiç bir anında, bugünkü kadar "korkulu" bir dünyada yaşamamıştır.
Reklam
Birinci Dünya Harbi sonunda, yenik düşen Osmanlı İmparatorluğuna uygulanmak istenen Sevr Antlaşması Türkleri Orta Anadolu'nun birkaç vilayeti içine hapsetmek planının Somut bir belgesiydi.
Atatürk, insanlık tarihinde ilk defa olarak, bir yarı sömürge devletinden "kayıtsız, șartsız bağımsız devlet" yaratmak örneğini, Milli Kurtuluş Savaşı'nın sonunda, Lozan'da, bütün dünyaya "tescil" ettirdi. Ve böylelike yepyeni bir çağın müjdecisi oldu: Somürge ve yarı sömürge milletlerinin bağımsızlaşma çağını açtı.
Görülüyor ki, Atatürk'ün dünya görüșü, dünya anlayışı çağının komünist fașist, nazist moda ideolojilerinden apayrı ilkelere dayanmaktadır, 0, bir tür Anadolu hümanizminin devamıdır, Daha 18. yüzyılda: "Düşmanımız kindir bizim / Kamu âlem birdir bize" diyen büyük Anadolu ozanı Yunus Emre ile Atatürk'ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" sloganı ne kadar kardeș bir hava içinde bağdaşmaktadırlar.
1923'te söylediği șu sözler de Atatürk'ün davasına ne kadar geniș görüșlü, adeta peygamberane bir imanla bağlı olduğunun en canlı belgeleridir: "Bugün, günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün șark milletlerinin uyanışını da öyle görüyorum. İstiklâl ve hürriyetlerine kavuşacak olan daha çok kardeș millet vardır. Onların yeniden doğuşu, şüphesiz ki, terakkiye ve refaha müteveccih olacaktır. Bu milletler bütün güçlüklere, bütün engellere rağmen muzaffer olacaklar ve kendilerini bekleyen istikbal'e ulaşacaklardır. Müstemlekecilik ve emperyalizm, yeryüzüinde yok olacak ve yerlerine milletlerin aralarında hiç bir renk, din ve ırk farkı gözetmeden yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hâkim olacaktır."
Reklam
1 Dünya Savaşı'nın sonunda Sevr antlaşmasıyla, ... Babıâli hükümeti padişahı ve nazırlariyle bu esaret vesikasını kabul edip imzalamışlardı. Yunan orduları da İzmi'i işgal etmiş ve Anadolu'nun içlerine doğru ilerlemeye başlamıştık ki, Mustafa Kemal denilen bir süpermen bu kadar olumsuz ve utandırıcı koşullara karşı "Ya istiklal, ya ölüm" parolası ile "Milli Kurtuluş Savaşı"nın bayrağını açtı.
Yeni Türk devleti geri teknikli bir yarı sömürge ülkesinin hem ekonomik, hem politik kuruluşu sorununun tarihte ilk öncüsüdür.
Tarihte Emperyalist uluslarla sömürgeler arasındaki tezadın çözüm çağını Türk devrimi açmıştır. O halde Devrim Türkiye'sinin Devleti, ne Fransız Devriminin doğurduğu bir burjuva Devleti ne de Komünist devrimin kurduğu bir proleterya Devleti olabilir.
Reklam
Gözler görmek için yaratıldı. Oysa ki, bakıp da görmeyen ne kadar göz vardır!..
Tarihte Emperyalist uluslarla sömürgeler arasındaki tezadın çözüm çağını Türk Devrimi açmıştır.
Atatürk'ü törensel bir fikir olmaktan kurtarıp gerçek bir kurtuluş ve kalkınma yolunun en güçlü ideoloji ve idealizm kaynağı olarak değerlendirmek zorunluluğu partilerüstü, bir milli sorun haline gelmeden, Atatürk, kabrinde rahat uyuyamayacaktır.
Atatürk, antiemperyalist çağın önderidir. Ulusal Kurtuluş savaşlarının bu özelliğini bir ideolojik sistem halinde işleyemediğimiz içindir ki, gençlik faşist, anarşist, Marksist dünya görüşleri içinde bölük pörçük duruma düşmüştür.
Sayfa 156Kitabı okudu
Yine bir zamanlar gençliği sokağın hoyratlığından, başıboşluğundan kurtarmak için çok yararlı eğitim örgütleri ve boş zamanları değerlendirme yuvaları olarak Halkevleri açılmıştı. Çok şükür onlardan da kurtulduk.
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.