Erkek adam ağlamaz, kadın milleti gülmez. Bu zehirli tohumu içimize kim diktiyse kirli kanıyla da sulamış, aramıza salmıştı. Gözyaşımız çoktan kurudu. "Seven gönlün ağlayan gözü olur." derdi ninem. İki gözü iki çeşmesi, çeşmenin birinden sabır diğerinden şükür akarmış. Ağlamanın zayıflık olduğuna inandırdılar bizi sorgulamadık, asıl zayıflık sorgulamadan kabullenmek değil miydi? Dayatılanı kendi fikrimiz sanmak, iki omzun üzerinde duran küreyi hiç kullanmamak...
O kadar yalın bir anlatımı var ki kitabın, hem huzurla hem de merakla okunuyor. Şimdi yetişkin biri olan eski çocuk yıldızın uzun bir süre sonra iş bulmasını okurken gerçek bir aşk ile karşılaşmasına şahit oluyorsunuz