Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir...
Doğan Kitap
Tiyatrodan Vazgeçmeli...
Günün birinde aynaya baktığımı ve kendimden utandığımı hatırlı­yorum." "Neden?" "Aynadaki kişi olmadığım için. Bu, diğerleri tarafından kabul görmek için üstlendiğim bir roldü. Neyse ki kim oldu­ğumu ve nereden geldiğimi gayet iyi biliyorum. Bu yüzden bu tiyatroyu oynamaktan hemen vazgeçtim."
Reklam
Bir Gecelik Tutuklanma: 14 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Atsız'ın tutuklandığına dair bir haber vardır: "Yazar Nihal Adsız, hakkında kesinleşmiş bulunan bir yıl iki ay hapis cezası için çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca Emniyet Müdürlüğü İnfaz Bürosu tarafından dün tutuklanmıştır." (Akgöz 2016: 232'den). 12/13
Sen Aziz," diyordu, "insanların dediğini yap çünkü zaten onlar dediklerini yapacak yerde hiçbir zaman olamazlar. Demiş, diyebilmiş olmak onlara bir şifa gibi geliyor, ben bunu kendimden biliyorum. En basit şey olan diyebilmeyi kendimize muska yapıp asıyoruz. Dua eder gibi doğru şeyleri söyleyip sıralayıp sonra en müptezel yere koşmak insanın resmi halidir, vesikalık fotoğrafı budur.
"Kırık bir kalple yıllarca yaşarsın. Kendimden biliyorum."
İyi değilim. Kalbim kırılıyor ve kırılan her kalbin yaptığı gibi, kalp kırıyorum. ☘️ Okyanusta Bir Damla ☘️
Emine Tavuz
Emine Tavuz
" Her şeye Kadir olan Tanrım, seninle konuştuğum için yüreğim kalbimden fırlayacak gibi , fakat senin korkunla bedenimde sarsılan, çırpınan kalbi yaratan Sen değil misin? Senden korkuyorum ve Sana olan korkumdan sevgine sığınıyorum, çocuklarım için endişeleniyorum, değersiz sözcüklerimle sonsuzluğuna sığınıyorum.Beni ne akıllı yarattın ne de kurnaz , bu nedenle bilmiyorum nasıl yatıştırabilirim öfkeni, kendimden bahsetmek dışında,bir zamanlar öfkemi nasıl dindirdiğimi anlatmam dışında. Söz daha ağzımdan çıkmadan ne diyeceğimi bildiğini biliyorum, kullarının söyleyeceği her sözcüğü daha ses olup dudaklarından dökülmeden bilirsin Sen, her eylemi biz fanı kullarının elinden çıkmadan önce bilirsin Sen. Fakat yine de yalvarırım sana, bu günahkâr kulunun hatırına dinle söyleyeceklermi sabırla."
Reklam
Arkadaş Zekai Özger
"Yalnızım! Bunu hep söylüyorum Yalnızım! Bunu hep söylüyorum. Yalnızlığımı hüznümle yoğuran gece öyle basitsin ki sen bütün şiirlerin içinde biliyorum.biliyorum bunu da biliyorum gökteki yıldızlar kadar dizeler yazılsa da kendime kendimden başka kendim yok!"
Erdem, terk edilmiş bir yetim gibi kalmaz, komşu edinmesi zorunludur. Kendimi yalnızca bir insan ola­rak, tabiri caizse düşünce ve duyguların sahnesi olarak biliyorum ve sayesinde kendimden bir öteki gibi ayrı durabildiğim bir çifte varlığın farkındayım. Tecrübem ne kadar yoğun olursa olsun, benim bir parçamın var olduğunun ve beni eleştirdİğİnİn bilincindeyim; sanki bu benim bir parçam değil de, hiçbir deneyimimi pay­laşmayan, sadece not alan bir izleyici. Sen nasıl ben değilsen, o da ben değil. Yaşamın oyunu, bir trajedi de olabilir bu, bittiğinde izleyici de kendi yoluna gider. Ona sorarsan bu bir tür kurgu, yalnızca hayal gücü­nün bir oyunudur. Bu çifte varlık, bizi rahatlıkla kötü bir komşu veya arkadaş yapabilir.
Sayfa 161 - ZeplinKitabı okudu
Birtanem füsun’um sözümü tutamadığım için beni affet canım füsun’um aşkım herşeyim yine yüzyüzeyiz sana en başta verdiğim sözü tutamayacağım birtanem yanıbaşında kalamayacağım ama beni affedeceğini biliyorum çünkü sen sevdiğini affetmeyi bilirsin seni dünyadan çok seviyorum. Hani birlikte okumuştuk küçük prens’i ben sana oradaki tilkiyim deyince sen bana kızmıştın evet ben o tilkiyim beni sevginle evcilleştirdin bak kaçamaz oldum bana beklemeyi öğrettin aşkın yolunu yordamını öğrettin.. Füsun sen beni yeniden yarattın seni dünyadan çok seviyorum hayattan çok seviyorum ama ben yaralıyım birtanem gücüm kendime yetmiyor gücüm seni kendimden korumaya yetmiyor dün seni mutlu etmek için çıktım yola ben uçarken senin kanatlarını kırdım ben mutluluğu bilmiyorum füsun korkuyu senin gözlerinde gördüğümde anladım kendimi güle deli gibi aşık olup yapraklarını yiyen bir kurtçuk gibi hissediyorum ben uzağa gidiyorum birtanem sevgimin seni acıtamayacağı bir yere seni acıtmadan inciltmeden sevebilecek bir yere.. Bana delibal diyorsun ya delibal’ın fazlası zehir olsun.. Delibal zehir.. Bana uzun bir aşk yaşattın çok mutluyum giderken sende mutlu ol birde beni affet şimdi değilse bile bir gün affet.. Sayamayacağın kadar öpücük,yıldızlar kadar öpücük birtanem.
Seni az tanıyorum…Az… Sen de farkettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime var ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir
Reklam
"Eski şarkı: İnsanları ürküten ve öfkelendiren kötülük değil, kötülüğün açıklanmasıdır, kendimden biliyorum. Ve eylemi yapandan ziyade onu söze dökeni cezalandırırız "
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
Biliyorum, tenim yaşlanmamıştı henüz bu satırları yazarken ama soluk soluğa kalmış yorgun bir çocuk vardı içimde. Hayalleri katledilmiş bir genç kız… Ben hayata hep ürkek, hep korkak, birazda hırçın davrandım. Belki korkum kendimden çok içimdeki çocuğu kaybetmektendi… Ben büyümeden katledildim… En mutlu olduğum anda, en büyük felaketi yaşadım… Yalnızlığın, yabancılığın, haksızlığın, içine düştüm. İnan bana şu anda ben de en az senin kadar öfkeliyim bu zalim hayata…
açık liseye geçmek salaklıktır (kendimden biliyorum)
İşimize geldiği gibi, istediğimiz gibi hatırlarız. Gerçeği eğip bükeriz, istediğimiz şekli veririz. En az acıtacak, hatırladıkça yüreğimizi ferahlatacak kıvama getiririz. Kendimden biliyorum, hafıza çoğu kez yalancıdır.
"Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi… Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir…"
Sayfa 349Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.