Sisu

Sisu
@kendinisev
İstanbul
221 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Kitap memurluktan istifa edip kendi kabuğuna çekilmiş 40 yaşındaki bir adamın hayatı, yaşamı ve insanları anlamlandırmaya çalışıp bunları kaleme geçirdiği notlar derlemesinden oluşuyor. Kahramanımızın kitaba başlarken kişilik olarak kendini bir kalıba sokmaya çalışıp hiçbir şekilde başaramadığını ve bu belirsizliğin onu rahatsız edip hep kendini tüketmesine sebep olduğunu okuyoruz. Yazarımız daha sonra toplumdan çağlardan ve medeniyetlerden bahsediyor. Daha doğrusu medeniyetin insan üzerinde bir farklılığa sebep olmadığından ve insanoğlunun hala çok cani olduğundan aynı zamanda İnsanın yaptığı her şeyin kişisel çıkarlarıyla doğrudan ilişkisi olduğuna değiniyor. Genel olarak karakterimize hakim olan duygu karamsarlıkken yer yer kıskançlık krizlerini de görüyoruz. Kitapla ilgili beni üzen kısım ise herşeye böyle şüpheyle yaklaşan ,insanların iyi niyetine gerçekten inanmayan ve her şeyde bir art niyet arayan insanların gerçekte de var olması. Yakınen ben de böyle olan kişilerle tanıştım ve çokta sağlam ilişkiler kurabildiğim söylenemez. Bence insan ilişkilerinde en problem yaratan şeylerden biri bu olumsuz düşünceler. Spoiler vericem ama Kitabın sonu da benim düşüncemi destekler şekilde bitiyor sanırım çünkü baş kahraman hiçbir şekilde tatmin ve mutlu olamıyor…
Reklam
Başarı hayatta bir kez yaşanan dönüşümlerin değil, günlük alışkanlıkların ürünüdür.
Bir yıl boyunca her gün yüzde 1’lik bir iyileşme kaydetseniz, yıl sonu geldiğinde 37 kat daha iyi olursunuz.Kitabı yarım bıraktı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ona göre hayat, artık, insanın büyük bir eğlenceyle çok şey öğrendiği bir oyundu ve içinde herkesin yaşamaktan korktuğu şu dünya, gerçekten en eğlenceli oyuncaktı.
Alışkanlıklar kendini iyileştirmenin bileşik faizidir.
Bir yıl boyunca her gün yüzde 1’lik bir iyileşme kaydetseniz, yıl sonu geldiğinde 37 kat daha iyi olursunuz.Kitabı yarım bıraktı
Reklam
Yaşamım boyunca kalbim hiç bu kadar ağrımamıştı. Hiçbir şey yapamamak bu denli zoruma gitmemişti. Bu gece gökyüzünde yıldızlar değil, sevdiklerimiz var.
Herkes ne diyecek?.. Fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki… Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız bir hale sokmaktan başka ne yaptı?
Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
“Az şeyler çekmemişsin sen, küçük!” dedi. “Fakat her şey geçer. Her şey unutulur. Kendini bir felaketin içinde kaybetmenin manası yoktu. İnsan birazcık da kalender olmalıdır!”
“Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi! Ölümceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var…”
Reklam
“O gelmez artık!” dedi “Nereden biliyorsun?” dedim “Gidişinden belliydi.” dedi
Unutmayın ki, dünyada en korkunç şey, ümidini kaybetmektir.
Kim bilir… Belki uzak bir günde, büsbütün başka insanlar olarak tekrar karşılaşırız ve belki gülüşerek birbirimize ellerimizi uzatırız…
Vatanseverliği nefret işleri için kullanmak suçtur ve nihayet tüm insan bilimi hakikat ve adaletin gelecekteki eseri için çalışırken kılıcı modern silah haline getirmek bir suçtur.
Mademki yakında güneş parlayacaktı her şeyi alt-üst etmek neye yarardı?
256 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.